Eren Günhan Ulusoy, hedeflerini ve başarı sırlarını anlattı

TAKİP ET

Türkiye'nin '40 yaş altı 40 yöneticisi' arasında gösterilen Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, Bosslife dergisine hedeflerini ve başarı sırlarını anlattı.

Son dönemlerde Türkiye'nin köklü firmalarında değişim rüzgarları esiyor. İkinci ve üçüncü kuşak temsilcilerinin yönetim kurulu başkanlığına oturmasıyla birlikte şirketler ciddi bir kurumsallaşma ve markalaşma süreçlerine girdiler. Bu süreci en başarılı yürüten şirketlerden biri ise Samsun merkezli Ulusoy Un şirketi oldu. 36 yaşındaki ikinci kuşak Eren Günhan Ulusoy'un yönetim kurulu başkanlığına oturmasıyla birlikte şirket, cirosunu 10 yılda 16 kat arttırdı, Türkiye'de ilk kez bir un şirketi borsaya açıldı. Onun başarısı, Anadolu'daki tüm aile şirketlerine örnek olacak bir büyüme hikayesini temsil ediyor. İş yaşamındaki başarısını evlilik hayatına da taşıyan Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, Bosslife okuyucuları için iş yaşamındaki başarı sırlarından özel yaşamına kadar birçok sorumuzu cevapladı.

Çok genç bir yaşta yönetim kurulu başkanlığına oturdunuz ve bugün Türkiye'nin sayılı firmalarından birini yönetiyorsunuz. Bu başarıyı nasıl yakaladınız?

2003 yılında Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olduğumda aslında planım öğrenim hayatıma yurtdışında devam etmekti. Hatta başvuru yapmış olduğum Boston College gibi bir iki üniversiteden MBA programı için kabul mektubu da almıştım. Ancak babama bu planımdan bahsettiğimde, daha iyi bir üniversite bildiğini, önce Ulusoy Un okulunda yüksek lisans programımı tamamlamamın, iş hayatım için daha iyi olacağını söyledi. Böylece Temmuz 2003'te şirketimizde ihracat bölümünde çalışmaya başladım. Geçen 5 yılın sonunda, bir anlamda şirketin yüksek lisans programından mezun olmuş oldum. Babam da amacına ulaşmıştı. Çünkü birçok departmanı tanımış ve öğrenmiş oldum. 2008 yılında genel müdürlük görevine, 2010 yılında icra kurulu başkanlığına getirildim. 2015 yılında, 34 yaşındayken yönetim kurulu başkanlığına seçildim.

İkinci kuşak olarak en önemli hedefiniz nedir? İkinci kuşak olmanın zorlukları neler?

En önemli hedefimiz, şirketimizi sektöründe küresel bir oyuncu haline getirmektir. Türkiye gibi önemli bir tarım ülkesinden, küresel alanda etkili bir tarımsal sanayi şirketinin çıkmasını sağlamaktır. İkinci kuşak olmanın zorluklarını, büyüklerimin vizyonu sayesinde en az hisseden ikinci kuşak yöneticilerdenim diyebilirim.

Siz ikinci kuşak olarak üçüncü kuşağı nasıl işe hazırlayacaksınız? Onlar aile şirketinde çalışmak istemezse bir planınız var mı?

Üçüncü kuşağın mutlaka bizim şirketimiz dışında da iş tecrübesi edinmesini sağlayacağız. Biz aile olarak, şirketin kuruluş ve gelişme evresinde çalıştık. O dönemde bu durum biraz da mecburiyetti. Şimdi kurumsallaşma evresini tamamlamaya çalışıyoruz. Bu konuda attığımız en önemli adım da 2014 yılında şirketi halka açık hale getirmemiz oldu. Şu anda şirket yönetiminde benim dışımda aile bireyi bulunmuyor. 

Yeni kuşağın temsilcisi olarak sizden bir önceki nesil ile sizin aranızda işe yaklaşım arasında farklılıklar var mı?

Yeni trendler, yeni anlayışlar, yeni uygulamalar gibi hayatın birçok alanında farklı unsurları benimsememiz gerekiyor. İşe ve çalışma arkadaşlarımıza yaklaşım tarzımız, liderlik anlayışı, alışkanlık ve davranışlar gibi konularda bir önceki kuşağın benimsediği fikirler, bizim kuşağımızınkiyle farklılıklar gösterebileceği gibi bizden sonraki kuşak da bu olgularda yaşanacak değişimin bir parçası olacaklardır.

Yönetim kurulu başkanlığınızın yanı sıra Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu gibi güçlü bir STK'nın da başkanısınız. Yoğun programınızda kendinize ve ailenize nasıl vakit ayırıyorsunuz?

Geçtiğimiz yıl itibariyle “Nilhan" isminde kızım oldu. Yoğun programımdan geriye kalan vakitte en çok eşimle ve kızımla vakit geçirmeye çalışıyorum. Ailece yurt içi ve yurt dışı seyahatlerine çıkıyoruz. Bu yoğun tempoda da sağlıklı kalabilmek için mümkün olduğunca spor yapıyorum, seyahatte dahi olsam haftada en az 3 kez yüzmeye özen gösteriyorum. Su geçirmez kulaklığım seyahat çantamın vazgeçilmezi.

İlk defa iş hayatına atılacak gençlere tavsiyeniz ne olur?

Genç arkadaşlarımız da benim gibi mutlu bir hayat yolunun işini sevmekten geçtiğine inanıyorlarsa, kariyer hedeflerinin başlangıcı olan eğitimlerini bu doğrultuda tayin etmeleri gerekiyor. Bu yolu tayin ederken kendi becerilerini de göz önünde bulundurmalılar. Çünkü başardıkça daha çok sevecekler, sevdikçe bu işi daha iyi yapacaklar.

Bu röportajın tamamı BossLife Dergisi'nde yayınlanmıştır.

Eren Günhan Ulusoy