FORBES dergisi Samsunlu Genç İş Adamı Eren Günhan Ulusoy'u Ekim Sayısına Konuk Etti

TAKİP ET

13 yıl önce henüz 23 yaşındayken devraldığı aile şirketi Ulusoy Un'un cirosunu 50 milyon liradan 1 milyar liranın üzerine taşıyan Eren Günhan Ulusoy'u FORBES dergisi ekim sayısına konuk etti.

 

13 yıl önce henüz 23 yaşındayken devraldığı aile şirketi Ulusoy Un'un cirosunu 50 milyon liradan 1 milyar liranın üzerine taşıyan Eren Günhan Ulusoy'u FORBES dergisi ekim sayısına konuk etti.  

Eren Günhan Ulusoy 13 yıl önce henüz 23 yaşındayken devraldığı aile şirketi Ulusoy Un'un cirosunu 50 milyon liradan 1 milyar liranın üzerine taşıdı. Gelecek on yıldaki hedefi ise Türkiye'nin en büyük tarımsal sanayi şirketini yaratmak.

Eren Günhan Ulusoy 2003'te Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun olduğunda aile şirketinin başına geçmek henüz planları arasında yoktu. Yüksek lisans için yurtdışına çıkarak keyifli öğrencilik yıllarını en azından birkaç yıl daha uzatma niyetindeydi. Ancak yaşaması gereken çok tanıdık bir senaryo vardı: Fabrikatör baba, işletme okuyan oğlunun aile işlerinin başına geçerek işleri büyüteceğinin hayalini kuruyordu... İstediği gibi oldu da. Eren Günhan Ulusoy, babası Fahrettin Ulusoy'un emrivakisiyle mezun olduğu yıl kendisini aile şirketi Ulusoy Un'un başında buldu. Bu, o dönem 50 milyon lira cirolu 15 yıllık bölgesel bir şirket olan Ulusoy Un'un 1 milyar lirayı aşan cirosuyla ulusal bir şirkete evrileceği sürecin de başlangıcı oldu.

Bu yıl, Ulusoy Un için tam bir milat. 2003'te Tekirdağ/Çorlu'da bir fabrika satın alarak yenileyen aile, önemli bir engeli aşmış oldu. Eren Günhan Ulusoy, o dönemde üretimlerinin %25'inin Marmara'ya sattıklarını söylüyor. Üstelik kullanılan buğdayın %20'si de Trakya'dan alınıyor. Tekirdağ'daki günlük 400 ton kapasiteli fabrika, şirketin lojistik maliyetlerini önemli ölçüde azaltıyor. Ancak asıl etkisi ise ihracat tarafına oluyor. Ambarlı Limanı üzerinden sevkiyat yapma imkanına kavuşan Ulusoylar Afrika, Ortadoğu ve Uzakdoğu Asya'ya uzanan hızlı bir ihracat hamlesine başlıyor.

Birkaç yıl süren ihracat dönemi Eren Günhan Ulusoy'da yeni bir iş fikri yaratıyor. 2007'de uluslararası düzeyde buğday ticaretine başlayarak şirketin cirosunun katlanarak büyümesini sağlayan ilk kartopunu yuvarlayan Ulusoy, "Uzakdoğu ülkelerine un ihraç ederken ihtiyaç duydukları buğdayın tamamını Hindistan ve Avustralya'dan temin ettiklerini gördüm." diyor. Bunun üzerine Rusya, Ukrayna ve Türkiye buğdayını bölgede pazarlayarak önemli bir alternatif yaratıyor.

2010'da Samsun Limanı'nın özelleştirilmesi de Ulusoy Un'un ticaret hacmini patlatan etkenlerden biri. Bunun nedeniyse ihaleyi kazanan Ceynak Grubu'nun 50 milyon dolarlık yatırımla Samsun'da da konteynır hattı açması. Ulusoy, "Eğer burada konteynır limanı açılmamış olsaydı bugün Samsun'da yaptığımız fabrikayı Çorlu'ya yapacaktık." diyor.

Eren Günhan Ulusoy, hızla büyüyen şirketin kurumsal yapısını geliştirirken aklının bir kenarında ileride şirketi borsaya açmak olduğunu anlıyor. Ancak halka arz süreci planlandığından daha hızlı gelişiyor. Borsada işlem gören şirket sayısını artırmak için Borsa İstanbul, SPK ve TOBB'un girişimiyle 2011'den sonra başlatılan "Halka Arz Seferberliği" kapsamında Ulusoy Un'un yüzde 27'si (geri alımlarla birlikte bu oran yüzde 23'e geriledi) Kasım 2014'te halka arz ediliyor.

ÖNCELİK LİSANSLI DEPOCULUK
Ulusoy Un markası tüketiciler arasında çok bilinen bir marka değil. Çünkü üretimlerinin tamamını büyük ekmek ve bisküvi üreten kurumsal şirketlere satıyorlar. Markalaşarak perakendeye inmesi şirketin kar marjını yükseltebilir ancak Eren Günhan Ulusoy, daha zamanın olduğunu söylüyor. Çünkü Ulusoy'un öncelik verdiği yeni bir faaliyet alanı var: lisanslı depoculuk. Lisanslı depoculukta da büyüyeceklerini söyleyen Ulusoy, Samsun'daki 60 bin ton kapasiteli deposunun yanında Çorum Alaca'da 40 bin ton kapasiteli deponun inşaatını ise sürdürüyor. Ayrıca sonraki aşamada Samsun'da 100 bin ton kapasiteli bir depo yatırımı daha yaparak toplam kapasitelerini 200 bin tona çıkarmayı planlıyorlar. 

36 yaşındaki Eren Günhan Ulusoy sadece 13 yılda aile şirketinin cirosunu 50 milyon liradan 1 milyar liranın üzerine taşıyarak kendini ispatladı. Bu başarı, gelecek 10 yılda Türkiye'nin en büyük tarımsal sanayi şirketini yaratma hedefini böbürlenme olmanın ötesine taşıyabilir.