17 Nisan Pazar Samsun İftar Vakti! Ramazan sayfası

TAKİP ET

17 Nisan Pazar günü Samsun'da iftara ne kadar kaldı, Samsun'da iftar vakti gibi sorularınızın yanıtını haberimizde bulabilirsiniz.

Samsun için iftar vakti 17 Nisan Pazar günü için 19:23'dür. 18 Nisan Pazartesi günü için sahur vakti ise 04:11'dür. 
Âyet-i Kerime
“1. Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. 2. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! 3. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. 4. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. 5. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir Sûresi, 1-5)
Hadîs-î Şerif
“Her kim inanarak ve (sevabını Allah’tan) umarak Kadir gecesini ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Savm, 6.)
Ramazan ve Doğruluk
Ramazan ayı, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de değerine dikkat çekilen müstesna bir zaman dilimidir. Bizi Rabbimize, kitabımıza, kendimize ve tüm varlığa yakınlaştıran, aynı heyecan ve davranışta buluşturan bereketli bir mevsimdir. İbadet, ilim, ahlak ve kardeşlik iklimidir. Gelişini özlemle beklediğimiz on bir ayın sultanı Ramazan bize sorumluluklarımızı hatırlatan, geçmiş ve geleceğimizi, düşünce ve davranışlarımızı gözden geçirmemize fırsat sunan bir muhasebe zamanıdır. Bu ayın müminler için önemini Peygamber Efendimiz şu hadis-i şerifiyle ifade etmektedir. “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.”1 Tüm bu yönleri ile Ramazan ayı müminlerin hayır, iyilik ve infak yolundaki gayretlerini artıran büyük bir irfan mektebidir.
Doğruluk, samimiyetin en önemli kriteridir. Zira samimi bir imanda dil ile ikrardan daha önemlisi kalp ile tasdiktir. Yani kalbin sıdk ile Allah’ın birliğine ve Hz. Muhammed’in (sas) onun kulu ve resûlü olduğuna inanmasıdır. Buradaki tasdikin geçerli olması, kulun ihlası ve samimiyetiyle doğru orantılıdır. İhlas ve samimiyet, imanın sıdk ile doğrulanmasıyla başlar ve hayatın diğer safhalarında devam eder. Hz. Peygamber’in Müslümanı tarifinde de sıdk muhtevalı samimi bir teslimiyetin ön plana çıktığını görmekteyiz. Nitekim O, “Müslüman, insanların elinden ve dilinden selamette olduğu kimsedir.”2 buyurur. Yani Müslüman teslimiyetinde o kadar samimidir ki, bu samimiyet onun yaşamında dürüstlük, sadakat ve etrafına verdiği güven olarak tezahür eder. İmanda ve amelde samimiyet insanı sıddık derecesine ulaştırır. Bunun en güzel örneğini Hz. Ebû Bekir’in hayatında görmekteyiz. O, Hz. Peygamber’i hiç tereddüt etmeden tasdik etmiş, Miraç dönüşü Peygamberimizin anlattıklarını kendisine nakledenlere “bunları Muhammed (sas) mi söyledi?” diye sorup “evet” cevabı aldığında: “O söylemişse doğru söylemiştir.” ifadeleri ile dile getirmiştir. Onun iman ve ameldeki bu şaşmaz samimiyeti sebebi ile Allah Resûlü de ona “Sıddık” ünvanını vermiştir.
Sadakat ve doğruluğun davranışlara yansıması erdemli bir Müslümanı ve ideal bir toplumu meydana getirir. Bunun için Müslümanın her davranışında ve amelinde doğruluk ve istikamet üzere olması asıldır. Nitekim Allah Kur’an-ı Kerim’de: “Rabbimiz Allah’tır.” deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: “Korkmayın, kederlenmeyin, size vadolunan cennetle sevinin!”3 buyurur. Rabbimiz ciddiyetini her an hayatımızda canlı tutmamız ve samimiyet üzere bir çizgide sabitkadem olabilmemiz için beş vakit namazda günde kırk defa, “Bizi dosdoğru yola ilet.”4 duasıyla istikamet üzere bir hayat talep etmemiz gerektiğini bizlere hatırlatır. Esasında Fâtiha suresinde iman, ibadet, ahlak ve amel boyutlarıyla bir Müslümanın ihlas ve samimiyet sahibi olabilmesinin âdeta reçetesini verir.
Diğer taraftan Müslümanların hayatında ve anlam dünyasında Ramazan ayı ve oruç ibadeti bizlerde mümince bir bilinç inşa ederek Rabbimize ve yaratılmışlara karşı sorumluluklarımızı hatırlatır. Sadakat ve samimiyetin bir gereği olan sevgi, saygı, yardımlaşma, paylaşma, dayanışma, fedakârlık gibi insani ve ahlaki erdemlerin birey ve toplum hayatına egemen olmasına zemin teşkil eder.
Rabbimiz doğruluk ve sadakatin müminler için önemini Tevbe suresi 119. ayette “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.” emri ile dikkatlerimize sunmuştur.” Bu ayet doğruluğun toplumsal bir bilinç ve duyarlılığa dönüşebilmesi için mutlaka doğrularla birlikte hareket edilmesi zaruretini ortaya koyar. Dolayısıyla vahdet ve rahmet ayı Ramazan, başta sadakat ve doğruluk olmak üzere yıpranan tüm değerleri onarmak için bizlere büyük bir imkân ve fırsat sunmaktadır. Bu vesileyle Ramazan ayının ve oruç ibadetinin kalplerimize ve tüm yeryüzüne huzur ve iyilik getirmesini, sadakat ve samimiyetimizi tahkim etmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.
Prof. Dr. Ali ERBAŞ
Diyanet İşleri Başkanı

17 Nisan Pazar Samsun İftar Vakti Ramazan sayfası