Fizyoterapistlerden Samsun Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması

TAKİP ET

Fizyoterapistler istihdam istiyor! Uzaktan kumanda olur, uzaktan fizyotrapist olmaz! Yakından tedavinin uzaktan eğitimi olmaz! yazılı dövizler taşıyan Türkiye Fizyoterapistler Derneği Samsun Şubesi üyeleri Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması yapan seslerini duyurmak istediler.

TFD Samsun İl Temsilciliği adına Uzm.Fzt.Çiğdem Hacer Arslan tarafından ve kamuoyuna çok önemli duyuru adı altında yapılan açıklamada, “Sağlık Meslekleri; Uzaktan Değil Pratik Eğitimle Kazanılan Mesleklerdir!” denildi.

Arslan, açıklamasına şöyle devam etti: "Gerçeğiyle çıktığımız yolda, YÖK’ün aldığı kararı protesto etmek ve yapılan yanlışın, ülkemize sizlerin aracılığıyla duyurmak için,  Türkiye Fizyoterapistler Derneği Samsun İl Temsilciliği olarak bugün burada bir basın açıklaması yapma kararı almış bulunmaktayız. 

Dünyada en önemli meslek grupları arasında ilk 10’da yer alan fizyoterapistlik mesleği ne yazık ki Türkiye’de hakları güvence altında olmayan bir meslek grubu olmaktan kurtulamıyor bir türlü. Yarım asırdır meslek yasası çıktı çıkacak diye beklenirken evet sonunda Nisan 2011 de meslek yasası çıktı .Fakat aradan geçen 4.5 yıla rağmen yönetmeliğimiz hala yayınlanmadı. Her gün maruz bırakılan mesleki baskılardan, görev tanımı olmadan çalışmaktan kurtulmak istiyoruz. Biz reçete yazmaya çalışmıyor, doktorculuk oynamıyoruz. Gelişmiş dünya ülkelerinde tüm hekimlik branşlarından bağımsız çalışan bu mesleği aldığımız eğitim gereğince bağımsız olarak yapmak istiyor ve bunu da bizimle aynı eğitimi alan dört yıllık lisans eğitimini ve pratik derslerini tam olarak alan meslektaşlarımız ile birlikte yapmayı talep ediyoruz.

Son günlerde YÖK’ün açtığı sınavsız lisans tamamlama ve uzaktan eğitimle fizyoterapist olma yolu kolaylıkla açılmaya çalışılmaktadır. Ve hatta sizlerin de bildiğiniz gibi;  yakın tarihte YÖK tarafından açıklanan bu sınavsız lisans tamamlama eğitimi listesinde Fizyoterapi, Diyetisyenlik, Konuşma Bozuklukları ve Odyoloji ve Ergoterapi bölümleri de bulunmaktadır.  YÖK’ün bu kararı ile bu bölümlerde okuyan 2 yıllık ön lisans mezunları, 4 yıllık lisans bölümlerine sınavsız olarak alınmışlardır.

Bu yararlı değil aksine zarar veren bir uygulamadır. Bu durum bir grup çevrelere rant sağlayacak olsa da yüksek kapasite gerektiren ve pratik eğitimle kazanılan tecrübeye dönük bu meslek grubunun geleceğini tehlikeye atmaktan ileri gitmemektedir. Bu şekilde yetiştirilen fizyoterapistler klinik ve pratik çalışmalardan uzak kalacak ve bir hastaya dokunmadan, gerekli anatomi, nöroloji, mesleki dersleri bilmeden fizyoterapist olacaktır.

Hatta bazı lisan bölümlerine ilgili ilgisiz tüm ön lisans programlarından sınavsız olarak açık öğretim fakültelerine 10 bin kişi alınmıştır. Bu durum sağlık mesleklerinde eğitim kalitesini düşüreceği gibi, haksız bir uygulamanın gündeme gelmesine neden olmuştur. Diğer taraftan, derslerinin çok büyük bir kısmı pratik uygulamalardan oluşan bu bölümlerde uygulama eğitimi nerede, ne zaman ve kimler tarafından verilecek. Bu uygulamaların Sağlık Bakanlığı hastanelerinde verileceği söyleniyor ancak, bu alaylı bir iş değildir. Bu öğrencilerimizin süpervizyonu hastanelerde memur olarak çalışan meslektaşlarımıza mı bırakılacak. YÖK bu uygulamanın akademik boyutunu düşündü mü? Diye sormak istiyoruz.

Bu durum bir grup çevrelere rant sağlayacak olsa da, yüksek akademik kapasite gerektiren ve pratik eğitimle kazanılan tecrübeye dönük bu meslek gruplarının geleceğini tehlikeye atmaktan ileriye gitmemektedir. Bugün varını yoğunu ortaya koyarak çocuklarını fen liselerinde,  Anadolu liselerinde okutan aileler ve bu okullarda okuyarak çok yüksek puanlar alıp herhangi bir yükseköğrenim programına kaydolan öğrencinin hakkı nasıl ödenecek? Artan fakültelerle birlikte, mezun olacak meslektaşlarımızın hakkını kim verecek? İstihdam olanakları nasıl arttırılacak? Bununla ilgili bir plan var mıdır?

Bu hem fizyoterapistlik mesleğine bir hakaret hem de fizyoterapiye ihtiyaç duyan vatandaşa yapılacak bir sağlık suçudur.Bunun için de bilinçli ve duyarlı tüm vatandaşlarımızın fizyoterapistlere destekte bulunmalarını, sağlıklarını emin ellere emanet etmelerini istiyoruz.

Diğer taraftan çalakalem alacakları eğitimlerle, hastalara nasıl sağlık hizmeti götürecek bu insanlar. Halkımızın sağlığı bu kadar mı değersiz ve hiçe sayılıyor?

2007 yılında 11 üniversitede 400 mezun varken bu sayı hızlı bi ivme ile yükselişe geçerek 2015 yılında 55 üniversitede mezun sayısı 3000li rakamlara ulaştı.Buna rağmen devletin son atamasında sadece 126 fizyoterapist istihdam edilmiştir.Bu politikalar neticesinde büyük bir istihdam sorunu oluşmuştur.Şu an hali hazırda var olan istihdam sorununun üzerine bir de sınavsız lisans tamamlama ve uzaktan eğitim alarak mezun olan fizyoterapistleri de eklersek ortada koskocaman bir işsizler ordusu oluşacaktır.YÖK ve Sağlık Bakanlığının en kısa zamanda bu kaosu çözmesini ve mesleğimizin gereği olan saygınlığımız için gerekli düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz.

Türkiye Fizyoterapistler Derneği Samsun İl Temsilciliği olarak YÖK’ün bu skandal kararına dur demek için buradayız.

Yaşanan bu akıl almaz ve hiçbir bilimsel temele dayanmayan karar sonrası Türkiye Fizyoterapistler Derneği olarak mağdur olan tüm öğrencilerimiz, ailelerimiz ve sağlık personelleri ile birlikte ciddi kararlar almış bulunmaktayız.  Bu yanlışın telafisi çok ağır ve dönülmez bir skandal olduğuna inandığımız için böylesi bir uygulamaya asla izin vermeyeceğimizin de bilinmesini isteriz." 

Haber Merkezi

TFD Samsun İl Temsilciliği adına UzmFztÇiğdem Hacer Arslan