MUHSİN OĞUL YAZDI: 7 HAZİRAN ve YENİ TÜRKİYENİN DİRİLİŞİ

TAKİP ET

Konuk yazarımız 19 Mayıs Üniversitesi Öğrencilerinden Muhsin Oğul'un "7 HAZİRAN ve YENİ TÜRKİYENİN DİRİLİŞİ" adlı yazısını sizlerle paylaşıyoruz...

Konuk yazarımız 19 Mayıs Üniversitesi Öğrencilerinden Muhsin Oğul'un "7 HAZİRAN ve YENİ TÜRKİYENİN DİRİLİŞİ" adlı yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

7 HAZİRAN ve YENİ TÜRKİYENİN DİRİLİŞİ

  Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kurulduğunda değişimlerin, dönüşümlerin ve demokrasinin var olduğu bir ülkeyi inşa etme gayesinde olsa da ülkenin kuruluşundan sonraki dönemlerde özellikle tek partili sistemin egemen olması, milletin iradesine vurulan darbeler ve siyasi çalkantılar demokrasiden bahsetmenin pek de mümkün olmadığını açıkça göstermektedir.

  İşte 7 Haziran

  Belirtilmiş olan değişimin ve dönüşümün var olabilmesi için beklenen tarihtir. Bu tarih ve sonrası her şey den önce insanların öz değerlerine ve yaşama hakkına saygının duyulduğu dönemin başlangıcı olacaktır.

  Yani; basit davalar neticesinde başbakanların ve bakanların yağlı urganlara götürüldüğü, umutları sadece yaşamak olan insanların heveslerinin kursağında bırakıldığı, insanca yaşamanın ayıplandığı, gencecik fidanların evlerinden, barklarından, çocuklarından koparıldığı ve sonrasında hiçbir zaman haber alınamadığı, suçsuz yere meydanlarda insanların katledildiği, genç olmanın suç olduğu, hak, adalet, kardeşlikten bahsedenlerin yok edildiği, yüreği yanmış anaların, gözü yaşlı bacıların, yavrusu daima zihninde olan babaların, cezaevlerinde gece yarıları kim oldukları belli olmayan zalimler tarafından işkenceye maruz bırakılan mahkumların, en kötüsü cezaevi kahvaltılarında zeytin tanelerine kınalı kuzu denildiği, her mahkumun bahara, insanlığa ve kendisine olan özleminin gün geçtikçe artığı, evlatlarının yemin  törenlerinde başörtülü diye tel örgüler arkasında gözü yaşlı bırakılan insanların, bir İslam ülkesinde İslamiyet’i yaşamak isteyenlerin yaşamalarına izin verilmediği dönemlerin yaşanmaması adına bir ülkenin dirayeti ve mihenk taşı olan millet iradesinin bir daha eğilmemesi ve bükülmemesi için sözün tekrar yarınlar için millette verildiği tarihtir.

  Bu tarih yeni bir düşüncenin dirilişidir. Bu diriliş yüzyılları hatırlatan, geçmişi örnek alan, insanlığı temel kılan, yarınlara umut bağlayan, sevdası millet olan bir düşüncedir. Yeni Türkiye dirilişi kökeni itibariyle hak ve adalet in tohumlarının ekildiği dönemden başlayarak Büyük Hun İmparatorluğuna ve birçok medeniyeti aşarak Osmanlı İmparatorluğuna kadar nice büyük devletlerin ve milletlerin davasını yaşayan ve yaşatan bir ülkenin dirilişi olacaktır.                  

Yeni Türkiye millet iradesinin üstünde irade tanımayan, millet adına millettin söz aldığı, hiçbir suretle insanlar arasında ırk, dil, din ayrımı yapılmadan herkesin eşit tutulduğu birliğin, beraberliğin, kardeşliğin egemen olduğu, her vizyon ve misyonun kutlu ve güçlü yarınlar için süreklilik teşkil ettiği büyük bir düşüncedir.

  Yeni TÜRKİYE bu ülke sınırları  içerisinde yaşayan geleceğin teminattı olan bugünün gençliğine yaşam standartlarının yüksek olduğu bir hayat sunabilmek, büyük adımlardan biri olacak olan Türkiye’ nin yüzüncü yıllı yani 2023 hedeflerine ulaşabilmek, yol almış olduğu her alanda istikrarı sağlamak, insanlar arasında güven ve sağduyuyu temel kılmak, devlet ile milleti bütünleştirmek, dış dünyada ülkenin varlığını tam bir şekilde hissettirmek öncelikli hedefleri arasında yerini almaktadır.

  

Millettin iradesine gölge düşürmeye çalışanlar

  Bilsinler ki; umutlu yarınlar, kutlu baharlar

  Gönlünde millet sevdası olanın

  Yoluna düşmez birilerinin beklediği o karanlıklar