Sosyal Medya Depresyon ve Yalnızlığı Artırıyor!

TAKİP ET

Teknoloji bağımlılığında, depresyon ve yalnızlık konusu yıllarca konuşuldu ancak nedensel bir bağlantı kurulması yönünde zorluk yaşanıyordu. Pennsylvania Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırmada, ilk kez deneysel verilere dayanan sonuçlara ulaşıldı. Bu çalışmaya göre Facebook, Snapchat ve Instragram gibi sosyal medya uygulamaları insanların refahını azaltıyor.

Konu hakkında yapılmış mevcut çalışmalar çok az da olsa, araştırmacı psikolog Melissa G. Hunt’ın  sosyal medya, depresyon ve yalnızlık konusundaki nedensel bağıntıları içeren çalışması “Journal of Social and Clinical Psychology”’de yayınlandı. Araştırmada sosyal medya kullanımının, kullanıcıların refahına zarar verdiğini ve katılımcıları gerçek yaşamda zor durumlara soktuğuna yönelik bulgulara ulaşılmaya başlandı. Deneysel bir çalışma yürüten Hunt, birkaç haftalık süre zarfında 143 üniversite öğrencisinin ruh halini 7 farklı boyutta inceledi.

Çalışmaya katılan denekler iki gruba ayrıldı. İlk grubun çalışma boyunca sosyal medyayı sürekli kullanmasına izin verilirken, ikinci grubun ise günde sadece 10 dakika boyunca sosyal medya kullanmasına izin verildi. Çalışma boyunca araştırmacılar katılımcıların kullandığı elektronik cihazlara ait verileri, düzenli bir biçimde takip etti.

Sosyal Medya Kullanımı Depresyon ve Yalnızlıkla İlintili Çıktı

Elde edilen veriler ölçüsünde Hunt, katılımcıların kaybolan korku, kaygı, depresyon, yalnızlık gibi yedi farklı ruhsal durumla bağlantısını inceledi. Çalışmanın sonucunda, sosyal medyayla daha az vakit geçiren ikinci grubun depresyon ve yalnızlık hislerinde klinik olarak düşüş yaşandığı, sosyal medyayı her gün sınırsız şekilde kullanmasına izin verilen ilk grupta ise oranların arttığı gözlemlendi. Hunt konuyla ilgili, üç hafta boyunca sosyal medya kullanımın az olduğu grupta depresyon ve yalnızlık bakımından ciddi derecede düşüş görüldüğünün altını özellikle çizdi.

Sosyal Medyanın İnsanları Yalnızlaştırması İronik

Araştırmanın sonuçları üzerine değerlendirmelerde bulunan Melissa Hunt, sosyal medya kullanımının azaltılmasının insanların kendini daha az yalnız hissetmesine olanak sağlamasının ironik olduğunu vurguluyor. Fakat daha derine inildiğinde bulguların mantıklı olduğunu ifade ederken, sosyal medyadaki mevcut paylaşımların büyük bir kısmının, bir sosyal ihtiyacı karşılamaya ve karşılaştırmaya yönelik olduğunu dile getiriyor. Başka insanların hayatlarına bakıldığında (özellikle de Instagram’da) herkesin hayatının sizinkilerden daha iyi olduğuna yönelik sonuçlara varmanın olası olduğunu düşünüyor.

Sonuç olarak bu özel çalışma sadece Facebook, Instagram ve Snapchat programlarına odaklandığından dolayı diğer sosyal medya platformlarına geniş kapsamlı olarak uygulanıp uygulanamayacağı net değil. Hunt, bulguların diğer yaş grupları için farklı ortamlarda değişebileceği konusunda endişe duyuyor.