Tüm Yönleriyle Biyokütle Enerji - Yazı dizisi 6

TAKİP ET

2018'de Yunanistan, Çekya, Bulgaristan, Gürcistan ve Azerbaycan'dan toplam 1 milyar 389 milyon 296 bin kilovatsaat elektrik alındı.

 Neden enerjide dışa bağımlı olalım da kendimiz üretmeyelim. Biyokütle enerjiyi o nedenle tanımamız lazım. Çünkü yakıtı tükenmiyor ve kendi kendimize yetebiliyoruz.  
Tüm Yönleriyle Biyokütle Enerji (6) Ragıp GÖKER’in Kaleminden
 
Faaliyet gösterdiği ülkelerde Katkıları konuşuluyor

2011-2017 yılları arasında biyokütle kaynaklı elektrik üretiminin yıllık bileşik büyüme oranları incelendiğinde %22 ile Çin, %9,6 ile Japonya ve %8,9 ile Brezilya’nın en yüksek potansiyele sahip olduğu görülmektedir (IEA, Yenilenebilir Enerji Orta Vadeli Piyasa Raporu). 


Türkiye’nin biyokütle atık potansiyelinin yaklaşık 8,6 milyon ton eşdeğer petrol (MTEP) ve üretilebilecek biyogaz miktarının 1,5-2 MTEP olduğu tahmin edilmektedir. Toplam 811 MW'lık kurulu güce sahip biyokütle kaynaklı elektrik üretim santrallerinden, 2018 yılında 3.216 GWh elektrik üretimi gerçekleştirilmiştir (https://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Biyokutle). 

Tarımsal ve hayvansal atıklar, evsel atıklar ve biyokütle kökenli tüm endüstriyel atıklar uygun tekniklerle hem alternatif yakıtlara dönüştürülebilmekte, hem de elektrik üretiminde kullanılabilmektedir. 

Biyokütle potansiyelinden etkin ve yaygın bir şekilde faydalanmak suretiyle, bu enerjinin taşıt yakıtı, elektrik ve gaz şeklinde değerlendirilmesiyle ülke ekonomisine önemli bir katkısı olacağı açıktır. Bu bağlamda, güneş potansiyeli açısından oldukça şanslı olan, coğrafik yapı ve toprağı ile biyokütle üretimi için oldukça elverişli olan ülkemizin, bu potansiyelden maksimum düzeyde yararlanması için daha ayrıntılı çalışmaların yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Biyokütle Santral ve Avantajlı enerji üretimi

Türkiye’nin sürdürülebilir bir tarım politikası olmadığından haklı olarak şikayet eder dururuz.
Tarımda net ithalatçı duruma gelmişiz.
Geçen yıl, yaklaşık 10 milyon ton buğday satın almışız.
Kaç lira ödemişiz dersiniz..
2,5 milyar dolar.
Eloğlundan satın aldıklarımız sadece buğday değil üstelik.
Mercimek, nohut, pirinç de almışız.
Güzelim ayşekadına ne olduysa.
Fasulye bile almışız.
Netice itibariyle fasulyeden patatese.
Soğandan sarımsağa çok sayıda tarım ürünü satın almışız.
Bir zamanların kendi kendine yeten ülkesi Türkiye’ye ne oldu da, atını eşeğini beslemek için bile Bulgaristan’dan Saman ithal eder duruma geldi.
Bunu sorgulamalıyız hep birlikte.
Sürdürülebilir tarım politikalarını neden geliştiremiyoruz da daha yüzyıl öncesine kadar bir eyaletimiz durumundaki komşumuz olan Bulgaristan’dan saman alır duruma geldik.
Bulgaristan’dan saman aldık derken, yaklaşık 40 yıldan bu yana elektrik enerjisi satın aldığımızı da unutmayalım.

NEDEN ELEKTRİK ALIYORUZ
Bu arada sadece Bulgaristan’dan da elektrik satın almıyoruz.
Devletin resmi haber ajansı AA’nın dış ticaret istatistiklerinden yaptığı derlemeye göre, 2018'de Yunanistan, Çekya, Bulgaristan, Gürcistan ve Azerbaycan'dan toplam 1 milyar 389 milyon 296 bin kilovatsaat elektrik alındı. 
Geçen yıl ise aynı ülkelerden alınan elektrik miktarı yüzde 33 azalarak 930 milyon 920 bin kilovatsaate geriledi.
Elektrik ithalatına 2018'de 57 milyon 30 bin 872 dolar ödenirken, geçen yıl bu rakam yüzde 28,8 azalarak 40 milyon 606 bin 430 dolara geriledi. 
Geçen yıl elektrik ithalatı için en yüksek miktar, 8 milyon 372 bin 119 dolar ile aralık ayında ödendi. 
Bu ayda Yunanistan, Bulgaristan ve Gürcistan'dan 181 milyon 786 bin kilovatsaat elektrik ithal edildi.

EN FAZLA ELEKTRİK BULGARİSTAN'DAN ALINDI

Geçen yıl en fazla elektrik ithalatı yapılan ülke Bulgaristan oldu. Bu dönemde Bulgaristan'dan ithal edilen elektrik miktarı 619 milyon 122 bin kilovatsaate ulaştı. Bu miktar için ülkeye 27 milyon 256 bin 807 dolar ödeme yapıldı. Bulgaristan'ı sırasıyla Gürcistan, Yunanistan, Azerbaycan ve Çekya takip etti.

Gürcistan'dan alınan elektriğin miktarı, geçen yıl bir önceki yıla kıyasla 71 milyon 838 bin kilovatsaat azalarak 168 milyon 119 bin kilovatsaate düştü. Bu ithalat için Gürcistan'a 6 milyon 484 bin 184 dolar ödendi.


 
Söz konusu dönemde, Yunanistan'dan 82 milyon 37 bin, Azerbaycan'dan 61 milyon 348 bin ve Çekya'dan 294 bin kilovatsaat elektrik alındı. Bunlar için Yunanistan'a 3 milyon 678 bin 630 dolar, Azerbaycan'a 3 milyon 174 bin 35 dolar ve Çekya'ya ise 12 bin 774 dolar ödeme yapıldı. 

SANAYİ İÇİN ELEKTRİK ŞART

Şu bir gerçek.

Bir tarım ülkesi olarak bilinmesine rağmen Türkiye, artan nüfusunu beslemek için tarımsal üretimin yanı sıra, sanayisini de geliştirmek zorunda. 
Samsun’da sanayinin gelişmediğinden şikayet eder dururuz.
Ki;
Doğru bir tespittir.

Bir Gaziantep ölçeğinde sanayi gelişmedi Samsun’da.
Bu nedenle emekli şehri oldu.

Şehre bakın.
Dürüm - Dönerci.
Bir de telefon satıcıları hakim oldu koca şehre.

Sanayi de var elbette ama Gaziantep’in, Kayseri’nin yanında güdük kaldı sanayisi.
Anadolu Kaplanlarından anılan Çorum’un OSB’si bile bizim merkez OSB’yi ikiye katlar büyüklükte maalesef.

Bu yazı dizisinde daha önce de dile getirdiğim gibi Yeşilyurt’un Ark Ocağı, İlkadım İlçesi’nin  aydınlatılmasında kullanılan elektrik miktarı kadar enerji tüketiyor.
Böyle on fabrika olduğunu düşünün ki, ülkemizin birçok yerinde böyle tesisler var.
Ve çalışabilmek için elektrik enerjisine ihtiyaç duyuyorlar.

SANAYİ İÇİN KESİTİSİZ ENERJİ GEREKİYOR

Rahmetli Süleyman Demirel’den dinlediğim bir notu burada paylaşmak isterim.
Rahmetli, Başbakan olduğu dönemlerde TRT 2’de yayınlanan bir programda İzmir’deki İki OSB’nin birinde 700, bir diğerinde ise 800 fabrika olduğunu anlatıyordu.
Sadece iki OSB’deki fabrika sayısı bin 500 müş ama İzmir’de 17 OSB’de binlerce fabrika olduğunu unutmayalım.

Gaziantep’te 6. OSB var ve 7.sin i kurma çalışmalarını sürdürüyorlar.
Konya’da 6 OSB olduğunu biliyorum.
Gebze’de de mesela 17 OSB var.

Bursa’daki iletme sayısının 1 bini geçtiği söyleniyor.

İstanbul’daki sanayi tesislerini hiç söylemiyorum bile.

Samsun’daki bir ark ocağının 300 bin nüfuslu bir yerleşim yerinin aydınlatılmasına yetecek kadar elektrik enerjisine ihtiyaç duyuyorsa, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar olan bu coğrafya’da üretim yapan tek ülke olan Türkiye’nin, fabrikalarındaki bacaların sönmemesi için ihtiyaç duyduğu elektik enerjisini varın siz düşünün artık.

BİYOKÜTLE TERMİK SANTRAL Mİ KESİNLİKLE ALAKASI YOK

Termik, kelime anlamı nedeniyle ısı demek.

Bunu biliyoruz.

Biyokütle enerji santralleri de, tarımsal atıkları falan yakarak elde ettiği ısının gücüyle enerji üretiyor ama sonuçta fosil yakıt olarak bilinen kömür ve fuel oil gibi çevreye zararlı olduğu bilinen türde yakıtları yakmıyor.

Biyokütle en basit olarak, elektrik veya başka güç biçimleri ortaya çıkarmak için kullanılan yenilenebilir ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olan organik ürünlerden üretilen yakıttır. Bu enerji oluşturulmasında kullanılan yakıtlar; bir zamanlar hayatta olan şeylerden gelir. Mesela, odun kalıntıları, kurutulmuş bitkiler, hasattan arta kalan kalıntılar, sucul bitkiler ve hatta evsel atıklar olarak bildiğimiz mutfak atıkları da yakıt olarak kullanılabilir. Peki, biyokütle santralde ne yapılacak?

BİYOKÜTLE ENERİ SANTRALİ NASIL ÇALIŞIYOR

Biyokütle, genellikle bitkileri yakıt olarak kullanır. Bu durumda ise biyolojik bir gerçeği bilmek gerekir. Bitkiler, kendi gıdalarını üretmek için Güneş enerjisinin büyük bir kısmını fotosentez işlemleri esnasında kullanırlar. Kullandıkları bu gıdalardaki kimyasal enerjiyi sıkışmış vaziyette, kendi bedenlerinde depolarlar.

Öldüklerinde, bu enerji yine kendi kalıntılarında muhafaza edilir. Bu sıkışmış enerji ise genellikle yanma yoluyla açığa çıkar. Bu açığa çıkan enerji biyokütle enerjisine dönüştürülebilir.

Atık bitkilerden oluşan bir yakıt sistemine sahip olduğu için avantajlıdır.

Ormancılık, bitki ölümü ve tarım her zaman var olacaktır. Bunların atıklarının doğada kalmasından ve diğer fosil yakıtlara yönelmektense verimli şekilde bu atıklardan enerji üretilmesi daha doğru olacaktır.

İnsan atıkları ve basitçe temin edilebilen hayvansal gübreler bu sistemde yakıt olarak kullanılabildiği için bu enerji kaynağı avantajlıdır.

Başlıca Biyokütle Kaynakları Nelerdir? Bitkisel Biyokütle Kaynaklar

Yağlı tohumlu bitkiler (ayçiçeği, kanola, soya vb.)

Şekerli ve nişastalı bitkiler (mısır, şeker pancarı, buğday, patates, vb.)

Elyaflı bitkiler (kenevir, keten, miskantus, sorgum vb.)

Proteinli bitkiler (bezelye, fasulye vb.)

Bitki ve tarım artıkları (sap, kök, dal, kabuk, saman vb.)

Ormancılık ve Ormancılık Atıklarından Elde Edilen Biyokütle Kaynakları

Ormansal kaynaklar(enerji bitkileri, çeşitli ağaçlar)

Hayvansal Biyokütle Kaynakları

Koyun, sığır, at ve tavuk gibi hayvanların dışkıları, hayvan kesim yerlerinden çıkan artıklar ve hayvansal ürünleri işlerken meydana gelen atıklar.

Diğer Biyokütle Kaynakları

Kâğıt, kanalizasyon ve dip çamurları, gıda sanayi atıkları, endüstriyel ve evsel atık sular, belediye ve büyük sanayi tesisleri atıkları

Biyokütle Nasıl Enerjiye Dönüşür?

Biyokütle genellikle yanma yolu ile enerjiye dönüşür. Bu durum atık organik maddenin enerjiye dönüştürülmesinde yaygın olarak kullanılan bir yoldur. Yanan organik maddeler genellikle bir çeşit elektrik jeneratörü olan türbinleri döndürecek su buharını elde etmek için gerekli ısı enerjisini vermek üzere kullanılır.

Katı biyokütle doğrudan yakılabilir ki bu bizim yüzyıllardır kullandığımız enerji elde etme yöntemlerinden biridir. Bunun yanı sıra biyokütle bir gaza veya etanol ve biyolojik dizel gibi sıvı biyolojik ve çevreci yakıtlara dönüştürülebilir. Bu yakıtlar en sonunda ise enerji ihtiyacı için araçlarda kullanılabilir.

Etanol araçlarda kullanılmak üzere, yakıt üretmek için bakterilerce fermente edilen mısır ve şeker kamışı gibi bitkilerden üretilir. Biyolojik dizel ise bitkisel yağlardan ve hayvansal yağlardan oluşturulur ve araçlarda yakıt olarak daha çevreci ve biyolojik bir yakıt olarak kullanılabilir.

Biyokütle Enerjisinin Avantajları;
Kullanılan organik yakıt yaşam var oldukça kullanılabilir.
Sıklıkla kullanılabilir.
Kömür ve petrol gibi yakıtlara kıyasla ucuzdur.
Çevremizdeki atık madde oranını azaltır.
Farklı yakıt türleri oluşturmak için kullanılır.
Milli üretimi arttırır.
Asit türevli yağmurları azaltır.
Nükleer yakıtlara göre daha güvenlidir.
Kırsal kesimde kalkınmayı sağlar.
Biyokütle Enerjisinin Dezavantajları;
%100 temiz bir enerji kaynağı değildir.
Ormanların hızlıca tükenmesine sebep olabilir.
Suların aşırı kullanımına sebep olur.
Petrol ve doğalgaz gibi yakıtlara kıyasla daha az enerji açığa çıkarır.

BİYOKÜTLE TERMİK SANTRAL  DEĞİL

Biyokütle enerji santralleri, tarımsal atıkları yakarak elde ettiği ısının gücüyle enerji üretiyor ama sonuçta fosil yakıt olarak bilinen kömür ve fuel oil gibi çevreye zararlı olduğu bilinen türde yakıtları yakmıyor. Ve yakıtı hiç tükenmiyor.

Enerjide dışa bağımlılığa önlem

Bu arada sadece Bulgaristan’dan da elektrik satın almıyoruz.

Devletin resmi haber ajansı AA’nın dış ticaret istatistiklerinden yaptığı derlemeye göre, 2018'de Yunanistan, Çekya, Bulgaristan, Gürcistan ve Azerbaycan'dan toplam 1 milyar 389 milyon 296 bin kilovatsaat elektrik alındı. Biyokütle santrallerinin ve enerjinin artmasıyla  dışa bağımlılık günden güne azalacak. 

Enerjin yoksa, gelişemezsin.. 
SANAYİ İÇİN ELEKTRİK ŞART

Şu bir gerçek. Bir tarım ülkesi olarak bilinmesine rağmen Türkiye, artan nüfusunu beslemek için tarımsal üretimin yanı sıra, sanayisini de geliştirmek zorunda. 

Samsun’da sanayinin gelişmediğinden şikayet eder dururuz. Enerjin yoksa büyüyemezsin. Yenilebilir Biyokütle enerji Samsun için o nedenle de önemli. 

Tüm Yönleriyle Biyokütle Enerji Yazı dizisi 6