Mahalle Arkadaşlarından Oluşan Badminton Milli Takım Şampiyonluğa Koşuyor

TAKİP ET

Ankara'nın Elmadağ ilçesinden çıkıp Badminton Milli Takımı'na girmeyi başaran sporcular, antrenman yaptıkları Kurtuluş İlkokulu Spor Salonu'nun kapısını Gençlik Spor Dergisi'ne açtı. Ardından da bizi önce mahallelerinde daha sonra evlerinde ağırladılar. Başarı hikayelerini dinlediğimiz gençlerin ortak noktası; sporun hepsinin kaderini değiştirdiği gerçeği.

Çoğunluğu göçle gelen Elmadağ Kurtuluş Mahallesi’nin gençleri, yıldız ve gençler Badminton Milli Takımı’nın omurgasını oluşturuyor. Hepsi çocukluk arkadaşı olan Elmadağlı gençler, Kurtuluş İlkokulu 5. Sınıf öğrencisiyken Beden Eğitimi Öğretmenleri  Üstün Köksal öncülüğünde badminton sporuyla tanıştılar. Azimleri ve çalışmaları sonucunda spor, onların hayatlarını kurtarmakla kalmadı, tarihi başarılara imza atmak isteyen gençler ortaya çıkardı. Şimdi onlar, hedeflerine ulaşabilmek için her gün yine Kurtuluş İlkokulu Spor Salonu’nda ter döküyor. Elmadağlı Milli Sporcular Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın resmi yayın organı Gençlik Spor Dergisi’ne sporla değişen hayat hikayelerini anlattılar.

Elmadağ’ında Badmintonu bilmeyen kalmadı

Hepsinin birbirinden farklı hikayesi olan gençlerin bir de ortak noktaları var. Başta spor yapmalarına izin vermeyen Elmadağlı gençlerin aileleri, Üstün Köksal’ın özverisi ve gençlerin kısa sürede yakaladığı başarı sayesinde bu sorun çözülmüş.  Hocaları Köksal sayesinde Elmadağ’da badmintonu bilmeyen kalmamış. Hatta bu kanıksama öyle bir noktaya gelmiş ki mahalleli turnuvaya giden gençlerin arkasından su döküp, “Güle güle gidin. Allah başarılarınızı daim etsin” demeye başlamış.

Elmadağ Gençlik ve İhtisas Spor Kulübü’nün 9 milli sporcusu var. Kızlar gecen yıl liselerarası dünya üçüncüsü oldu. Takımın bazı sporcuları Olimpiyat takımına seçildi. Başarılı milli sporcuların 15, 17 ve 19 yaş çift bayanlarda, tek bayanlarda, karışık çiftlerde Avrupa Şampiyonası’nda madalyaları ve Olimpiyat kota müsabakalarında dereceleri bulunuyor.

Arabasını Sattı Eğitim Aldı

Her şey Üstün Köksal’ın Beden Eğitimi Öğretmeni olarak İstanbul’dan Elmadağ’a atanmasıyla başladı. Asıl branşı güreş olan Köksal, badminton öğrenme ve milli sporcu yetiştirme sürecini şöyle anlatıyor:

“10 yıl önce Kurtuluş İlkokulu’na atandığımda bu spor salonu daha bitmemişti. Bu çevrede ne yapabilirim diye düşündüm. Önce çocukları voleybola başlattım. Okul bazında derece almaya başladık. Ancak iyi takımların karşısında tutunamadık. Badmintonla üniversitede tanışmıştım. 2007’de ellerine badminton raketi verdim.  2008‘de ilk madalyamızı Kader aldı. Bu dereceden sonra Badminton Federasyonu araya girdi. Beni yurt dışına çeşitli eğitim ve seminerlere yolladı. Çin’de 1 ay, Endonezya’da 20 gün kaldım.  ‘Onlar niye bu kadar başarılılar?’ araştırdım. Oranın sistemini öğrendim. Bunlar yetmedi, geçen yıl arabamı satıp buraya 3 ay yabancı antrenör getirdim. Hem kendim öğrendim hem de çocuklar. Artık bir uluslararası antrenör kadar bilgim olduğunu düşünüyorum.Gençlik ve Spor Bakanlığımızın da sporcularımıza verdiği destekler sayesinde iyi yerlere gidiyoruz.“

Aileleri Tek Tek İkna Etti

Öğrencilerini spora yönlendirme ve ailelerini ikna etme konusunda bayağı zorlandığını anlatan Köksal,  “Bir sporcum vardım hem de takımın en iyilerindendi. ‘Evleneceğim’ dedi ve gitti. Aileler tutucu, onları ikna etmek çok zor oldu.  Spor yüzünden çocuklarının derslerinde başarısız olup okumayacaklarını düşünüyorlardı. Ama başardık, hepsiyle tek tek konuştum ikna ettim” dedi. Köksal, önündeki hedefinin Mart’ta Polonya’da düzenlenecek 19 yaş altı Avrupa Şampiyonası’nda sporcularının altın madalya kazanması olduğunu da dile getirdi. 

Kaderi badmintonla değişti

İlk madalyasını aldığı günden bu yana hiç yenilmeyen 17 yaşındaki Kader İnal, 9 kardeşten 7’incisi. Babasının ikinci evliliğinden olan İnal’ın babası çiftçi, annesi de sirke fabrikasında çalışıyor. Kardeşlerinin çoğu evlenmiş. Ailesini çok zor ikna ettiğini söyleyen İnal, şöyle anlatıyor:

“Küçükken Üstün hoca ne spor yaptırırsa onu yapardım. Ailem antrenmanlara gitmeme izin vermezdi. Evden kaçar salona giderdim. Annem gelir beni salondan zorla çıkartırdı. Hatta bazen odaya kilitlediği bile oldu. Maddi durumumuz iyi değildi.  Üstün Hoca aileme bütün masraflarımı karşılayacağını söyledi. Babam okuyarak hayatımı kurtarmamı istiyordu. Topa vurmam onlara saçma geliyordu. Üstün hocaya emanet ettiler, madalya da kazanmaya başladıkça ikna oldular.”

Gözüne Uyku Girmezdi

17 yaşındaki Fatma Nur Yavuz’un annesi Nuray ‘da bize evinin kapısını açtı ve başladı anlatmaya:

“Önceleri çok karşı çıktım. Şehir dışına turnuvaya gittiğinde eve dönene kadar uyku tutmazdı. Bir gün Türkiye Şampiyonası’na gideceklerdi, evden çıkmasına izin vermedim. Üstün hoca geldi, ‘Ankara’ya halasının yanına gönderdim, turnuvaya gitmeyecek’dedim.  Hoca evde olduğunu anladı. Fatma’nın eline mesleğini alacağına söz verdi. Beni zorla ikna etti. O gün bu gündür arkasındayız.”

Fatma Nur Yavuz ise badmintona başlama serüvenini şöyle anlattı:

 “Hep birlikte merak saldık. Hocamız da bizimle birlikte öğrendi. O öğrendikçe bizlere öğretmeye başladı. Şimdi hepimizin hayalinde olimpiyat sporcusu olmak var. Sporun insanlara çok şey katığını öğrendim. Sosyal, kültürel olarak kendimi geliştirdim. Spor sayesinde asla gidemeyeceğim ülkelere gittim. Spor hayatımı değiştirdi. Belki de üniversiteyi kazanamayacaktım.”

17 yaşındaki Melih Turgut  da okul ilkokulda okul birincisi olduğunu ve derslerinin stresini atmak için spora başladığını dile getirerek,  “Fen lisesini kazandım ama profesyonel sporcu olmak istediğim için kayıt yaptırmadım. Ailemi zor ikna etsem de şimdi benim en büyük destekçim ailem” diye konuştu.

“Sporla hayatımı kurtardım“

18 yaşındaki Büşra Yalçınkaya ise badminton sayesinde hayatını kurtardığını söyledi. Milli sporcu önceliğinden yararlanarak Kırıkkale Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünü kazandığını dile getiren Yalçınkaya,  “Elmadağ’ından taşındık. Her gün antrenman yapabilmek için 1 saatten fazla yol geliyorum. Ailem ilk başta karşı çıktı, onları güçlükle ikna ettim. Şimdi kardeşimi de alt yapı antrenmanlara getiriyorum. Sporla birlikte çok avantajlarımız oldu. Sosyal çevrem oldu. Benden küçük arkadaşlarım nişanlanıyor. Üniversiteyi kazanamama gibi durumum olsaydı, spor yapmasaydım eğer okul bittikten sonra çalışırdım. Sporla beraber hayatımı kurtardım Allaha şükür” dedi.