Yeşim Gürsoy yazdı: Gelecekte daha güçlü bir Türkiye İstiyorsak...

TAKİP ET

GELECEKTE DAHA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İSTİYORSAK, GELECEĞİ GÜÇLENDİRİLMİŞ KADINLARIMIZIN SAYISINI ARTIRMALIYIZ.

2017 yılının son aylarına girdiğimiz şu dönemlerde  2017-2018 eğitim programlarımızı belirledik.Türk Kadının hayatın her kesiminde olduğu gibi ekonomik alandada hak ettiği yerlere bir türlü gelememesinin altında yatan temel sorunlar üzerinde yıllardır çalışmalar yapıyoruz.

Gerek Sivil Toplum Kuruluşları, gerkese devlet politikları, oluşturulan komisyonlar, bakanlıklar yaptıkları bütün çalışmalara rağmen dünya standartlarına hala istenilen oranlarda yaklaşamadık.

Gerçekten de, Dünya Ekonomi Forumu’nun 144 ülkeyi kapsayan 2016 yılı Cinsiyet Eşitsizliği Küresel Endeksi’ne göre, Türkiye’de her 100 erkeğe karşın ekonomiye dâhil olan kadın sayısı sadece 46’dır. Türkiye bu performansıyla, 144 ülke içerisinde kendisine ancak 129. sırada yer bulabiliyor. Nitekim bu durumu destekler nitelikte, TÜİK tarafından açıklanan en güncel verilere göre, 2015 yılsonu itibariyle erkek işgücünün yüzde 65’ine iş yaratabilirken; kadın işgücünün sadece yüzde 27,5’ine istihdam yaratabilmişiz.

Diğer taraftan, Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek okuduğum bir beyanatında  bu çok önemli sorunu ve çözülmesi halinde ülke ekonomisine yapacağı muazzam katkıyı ifade ederken; aslında çözümün nerede olduğunu da satır arasında vermiş.Okula gitmemiş ya da sadece ilkokul mezunu olan kadınlar arasında iş gücüne katılım oranının yüzde 15-18 arasında olduğunu vurgulamış.

Sayın Şimşek’in bu vurgusuna ben de mukayese gücü yüksek bir başka detayla katkı sağlamak isterim. Türkiye’de okuma yazma bilmeyen kadınların kadın nüfusuna oranı neredeyse yüzde 10’dur ve bu oran aynı durumdaki erkeklerden tam 5 kat daha fazladır. Bu da acil ve topyekûn yapısal reform ihtiyacının nereden başlaması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Evet, eğitimde fırsat eşitliği ama onunla birlikte yüksek kalitede eğitimin bizzat kendisine erişimi sağlamak gerektiğini açıkça gözlerimizin önüne sermektedir.

Bunun da temel yolunun cinsiyet eşitliğinden geçtiğini kabul etmemek artık tartışılma boyutunun çok ötesinde bir hal almıştır.“Teknoloji bu kadar hızla gelişirken, bizim hala kadınların eğitimi ya da iş dünyasına katılımı konusunu tartışıyor olmamız bir noktada üzücü bir durumdur.Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim bu durum sadece bizim ülkemiz de değil tüm dünyada önemli bir sorun halindedir.

Diğer önemli bir konu ise Türkiye’de kadınlar, erkeklerle aynı eğitim düzeyinde olmalarına ve aynı işi yapmalarına rağmen erkeklerden daha az maaş alıyor olmalarıdır. TÜİK’in 2014 yılı rakamlarına göre aynı eğitim düzeyine sahip kadınlar yine aynı eğitim düzeyinde erkek rakiplerinden yüzde 1.3 oranında daha az gelir elde ediyorlar. Kadınların iş gücüne katılımı, hem dünya hem de Türkiye ekonomisi açısından önemli bir fırsat oluşturmaktadır. Çünkü kadının çalıştığı, yönetimde olduğu şirketlerde kârlılıkta önemli artışlar gözlenmektedir. Verilere göre Türkiye’nin GSYİH’sı, kadınların iş gücüne katılımını destekleyecek güçlü politikalarla, 2025 yılında yaklaşık yüzde 20 oranında artma potansiyeli taşıdığı yapılan araştırmalar sonucunda belirlenmiştir.

Kadınların işgücüne katılımı, hem dünya hem Türkiye ekonomisi için önemli bir büyüme fırsatı olarak bütün verilere dayandırılarak gözler önüne serilsede OECD ortalamaları yüzde 60 civarında seyrederken, Türkiye’de 15 yaş üstü kadınlar arasında istihdam oranı TÜİK 2015 verilerine göre yüzde 27.7 seviyelerindeyken bu oran aynı yaş grubunda erkeklerde  yüzde 65 oranında gerçekleşmektedir. Yani Türkiye’de kadınların istihdam oranı erkeklerin oranının yarısından daha düşüktür.

Bütün bu bilgileri kısaca toparladığımızda çıktığımız sonuç verisi ise yine aynı..Teknolojik imkanlara erişimin tek yolu her şeyde olduğu gibi eğitimden geçmektedir.Türkiye de hala okumaz yazmaz kadın oranı erkeklere göre on kat daha fazladır.Her yüz kadından onunun okur yazar olmaması ve hala eğitime erişimin gerekli düzeylere erişememsi  çok düşündürücü başlıklar altındadır.Tabi bu başlığın en derinden yaralayıcı alt başlığı ise kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi ve bu sosyo kültürel sorunun hala kanun nezdinde de hakettiği çözümlere ulaşamamış olmasıdır.

Bütün bu düşündürücü çözüm bekleyen sorunların yanında son beş yılda devlet destekleri ve teşviklerle kadın esnaf sayısında ki artış ve buna bağlı istihdam rakamları ise sevindirici umut verici boyutlardadır.

KOSGEP, TKDK, İŞKUR vb kurumların sağladığı ekonomik teşviklerin, büyük şirketlerde ki kadın yönetici saytılarında ki artışların,beklenilen makamsal başarıların, hem dünya hem ülke ekonomisine kadın işgücü payının daha hızlı eklenmesinin en hızlı yolu durmadan ara vermeden yapılacak sürekli eğitimlerdir.

Bu konuda gerek sivil çalışmalarımızda gerekse işimizde bunu amaç edinmiş kişiler olarak her türlü taşın altına elimizi koymaya hazır olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim. Gelecekte daha güçlü bir Türkiye'nin, geleceği güçlendirilmiş kadınlarımızın sayılarının artmasıyla mümkün olacağı inancıyla hepimize başarı yolu açık günler diliyorum..

Yeşim Gürsoy