Cushing sendromu nedir? Cushing sendromu belirtileri ve tedavisi

TAKİP ET

VM Medical Park Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği'nden Doç. Dr. Türkan Mete, Cushing sendromu hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

Cushing sendromunun, uzun süre boyunca uygunsuz şekilde yüksek kortizol düzeyine maruziyet sonucu gelişen belirti ve bulgularla karakterize bir durum olduğunu belirten VM Medical Park Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Doç. Dr. Türkan Mete, “Başlıca belirti ve bulgular; kas güçsüzlüğü, yüzde kızarıklık, karın yağ dokusu artarken kol ve bacakların zayıflaması, mor menekşe rengi ciltte çatlaklar, belirgin bir travma olmaksızın ciltte kolay zedelenme ve boyun ve ense bölgesinde yağ dokusunda artıştır” dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Doç. Dr. Türkan Mete, Cushing sendromu hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
AŞIRI KORTİZOL ÜRETİMİNE BAĞLI GELİŞİMİ NADİR GÖRÜLÜR
Aşırı kortizolun, hastalık nedenli vücutta aşırı üretilebileceği gibi tedavi için verilen ilaç kaynaklı da olabileceğini vurgulayan Dr. Türkan Mete, “İlk olarak 1912 yılında Harvey Cushing tarafından obezite, tüylenme artışı (hirsutizm) ve adet görememe (amenore) şikâyetleri olan 23 yaşında bir kadında Cushing sendromu tanımlanmıştır. Cushing sendromu, uzun süre boyunca uygunsuz şekilde yüksek kortizol düzeyine maruziyet sonucu gelişen belirti ve bulgularla karakterizedir. Aşırı kortizol, hastalık nedenli vücutta aşırı üretimine bağlı veya tedavi amaçlı verilen ilaç (iyatrojenik) kaynaklı olabilir. İyatrojenik Cushing sendromu, uzun süre kortikosteroid tedavisi alan çoğu hastada değişen derecelerde görülen yaygın bir durumdur. Cushing sendromunun aşırı kortizol üretimine bağlı gelişimi ise nadirdir ve yıllık yeni tanı oranı milyonda 2-3 vaka olarak bilinmektedir” diye konuştu.
BİRÇOK VAKADA YÜKSEK ŞÜPHE İLE HAREKET EDİLİR
Cushing sendromunun klasik özelliklerinin (gövdesel obezite, ay dede yüz, tüylenme artışı ve ciltte kızarıklık) sendromun Cushing tarafından 1912 yılında tanımlandığından bu yana iyi bilindiğini ifade eden Doç. Dr. Türkan Mete, “Ancak bu belirgin klinik tablo her zaman görülmeyebilir ve birçok vakada yüksek şüphe ile hareket edilir. Başlıca belirti ve bulgular; kas güçsüzlüğü, yüzde kızarıklık, karın yağ dokusu artarken kol ve bacakların zayıflaması, mor menekşe rengi ciltte çatlaklar, belirgin bir travma olmaksızın ciltte kolay zedelenme ve boyun ve ense bölgesinde yağ dokusunda artıştır. Cushing sendrom olan hastalarda kalp krizi, felç ve tromboemboli gibi kalp-damar hastalıklarına bağlı ölüm riski artmıştır. Hipertansiyon vakaların büyük kısmında görülmektedir. 
CİLT VE TIRNAKLARDA ENFEKSİYON GÖRÜLEBİLİR
Cushing sendromu olan hastalarda enfeksiyonun yaygın görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Türkan Mete, şu bilgileri paylaştı:
“Tüberküloz, cilt ve tırnaklarda mantar enfeksiyonu görülebilir. Yara yeri enfeksiyonu ve yara iyileşmesinde yetersizlik yaygındır. Glukoz metabolizmasında bozulma yaygındır ve diyabet hastaların yüzde 10-15’inde bildirilmiştir. Dolaşımda kolesterol ve trigliserid düzeylerinde artış görülebilir. Cushing sendromunun, glukokortikoid içerikli ilaç kullanımı dışlandığında, en sık nedeni hipofiz bezinde kortizol üretimini arttıran bir hormonu (ACTH) üreten kitlelerdir. Bunu böbrek üstü bezinin aşırı kortizol üreten iyi huylu ve kötü huylu kitleleri izler. ACTH hormonunu ektopik olarak üreten çeşitli tümörlerin (akciğer kanseri, nöroendokrin tümörler gibi) varlığında da Cushing sendromu gelişebilir. Buna ektopik ACTH üretimine bağlı Cushing sendromu denmektedir.”
TANI BİYOKİMYASAL TESTLER İLE DOĞRULANABİLİR
Cushing sendromunun varlığından şüphelenilmesi halinde gerekli testlerin yapılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Türkan Mete, “Belirti ve bulgular Cushing sendromunun varlığından şüphelenilmesine neden olur. Ne yazık ki bu belirtilerin birçoğu nonspesifiktir (obezite, hipertansiyon, glukoz intoleransı gibi). Bu nedenle tanı biyokimyasal testler ile doğrulanmalıdır. Yaş grubuna göre beklenmeyen bulguları olan hastalar (genç bir hastada osteoporoz veya hipertansiyon olması), Cushing sendromunun birçok özelliğini taşıyan hastalar; özellikle yüzde kızarıklık, kas güçsüzlüğü, ciltte çatlaklar (1 cm geniş mor/menekşe rengi) ve kolay berelenme, böbreküstü bezinde kitle varlığı, çocuklarda boy uzamasında geride kalma ve kilo artışı varsa Cushing sendromu yönünden test edilmelidir” ifadelerini kullandı.
TEDAVİ EDİLMEZ İSE KOMPLİKASYONLARA YOL AÇABİLİR
Cushing sendromu tedavi edilmez ise komplikasyonlara yol açan ve sağ kalımı azaltan bir hastalık olduğu için doğru tanı ve tedavisinin önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Dr. Türkan Mete, “Tanının önce şüphe ile başlayacağı unutulmamalıdır. Tedavi edilmemesi halinde komplikasyonlara yol açan ve sağ kalımı azaltan bir hastalıktır” dedi.
Doç. Dr. Mete, Cushing sendromunun tanı ve tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı:
“Böbrek üstü bezi kaynaklı nedenler
Tek taraflı böbrek üstü bezi adenomları adrenalektomi ile çıkartılmalıdır. Kür oranı yaklaşık yüzde 100’dür. Deneyimli bir cerrah tarafından laparoskopik adrenalektomi uygulanması önerilir.
Hipofiz-Bağımlı Cushing sendromu
Cushing hastalığının tedavisi, deneyimli bir cerrah tarafından transsfenoidal cerrahidir. Cerrahinin potansiyel komplikasyonları nedeni ile hastalar sadece deneyimli cerrahi merkezlerine yönlendirilmelidir.
Ektopik ACTH sendromu
Ektopik ACTH sendromunun tedavisi nedene bağlıdır. Şayet tümör bulunur ve çıkartılır ise ektopik ACTH sendromu kür olabilir (bronş ve timus kaynaklı nöroendokrin tümörker gibi). 
Cushing sendromunun medikal tedavisi
Cushing sendromunun tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, cerrahinin yapılamadığı vakalarda, cerrahiye öncesi belirgin kortizol yüksekliği olanlarda, hipofizer radyoterapi uygulandı ise etkinin ortaya çıkmasını beklerken veya lokalize edilememiş ektopik ACTH sendromu olan hastalarda hiperkortizolemiyi kontrol altına almak için kullanılır.”

Cushing sendromu belirtileri ve tedavisi