II.Abdulhamid döneminde Samsun'a yapılan çalışmaları biliyor musunuz ?

TAKİP ET

Samsun'da 1895 yılı 2'inci Abdülhamid döneminde yapımı tamamlanan çalışmaları biliyor musunuz. 2'inci Abdülhamid zamanında Samsun'da hangi yatırımlar hayata geçti. II. Abdülhamid kimdir?

SAMSUN HABER - Samsun'da 2'inci Abdülhamid döneminde yapılan çalışmalar gün yüzüne çıktı. 2'inci Abdülhamid döneminde Samsun'da işte bu yatırımlar yapıldı.

Samsun'da 1895 yılı 2'inci Abdülhamid döneminde biten 12 kilometrelik Samsun-Bağdat Şosesi ile yakın bölgelerden Samsun'a göçler başladı. Samsun'un ekonomik anlamda gelişmesi tarih de en büyük  II. Abdülhamid döneminde gözlemlendi.

Bölgeyi ekonomik olarak geliştiren bu proje Bursa'yı da kalkındırarak, hem şehir içi, hem de şehirler arası yollarla Bursa, yeniden bölgenin önemli bir karayolu kavşağı haline geldi.

II. Abdülhamid'in Samsun projelerinden bazıları

Samsun Süleyman Paşa Medresesi (1904)

Samsun (çevrilme 1892) (lise derecesindeki Okul)

Samsun Guraba Hastahanesi

Samsun Havza Maarif Kaplıcası bu dönemde onarım gördü

Harput-Mezre-Samsun yolu

II. Abdülhamid kimdir?

Cennetmekan Sultan II. Abdülhamid Han 21 Eylül 1842 yılında İstanbul´ da doğdu. Tarihe „Ulu Hakan“ olarak geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu´ nun 34. Padişahı ve 113. İslam Halifesidir.

Babası Sultan Abdülmecid Han, annesi çerkez milletinden Tir- i Müjgan Kadınefendi´ dir.  Sultan II. Abdülhamid Han henüz 10 yaşında iken Tir- i Müjgan Kadınefendi´ nin Hakk´ ın rahmetine kavuşmasıyla babasının diğer bir hatunu Piristü Kadınefendi tarafından yetiştirildi.

Ayrıca babasının vefatıyla Osmanlı Mülküne Padişah olan amcası Sutan Abdülaziz Han yeğeninin eğitimiyle yakından ilgilendi. Bu alaka neticesinde Sultan Abdülaziz Han Avrupa Seyahati sırasında O´ nu da beraberinde götürdü.

Sultan II. Abdülhamid Han 31 Ağustos 1876 yılında padişah ilan edilip Sahabe´ nin büyüklerinden Eyüp el- Ensari hazretlerinin huzurunda kılıç kuşandı. (Osmanlı geleneklerine göre padişah olan kimselerin Eyüp Sultan türbesinde kılıç kuşanmaları bir kanundu.)

Böylece 33 yıllık mücadele dolu iktidar ve siyaset hayatı başlamış oldu. Hükümdarlığı sırasında, Sultan II. Abdülhamid Han, herkesi, şahsiyetinin istikrarı ve siyasi basiretiyle şaşırttı. Hırslı vezirler ve paşalar, Sultan Abdülhamid Han´ ı, menfaatleri için kullanılmasının mümkün olmayışını keşif etmeleriyle sukut-u hayale uğradılar.

Uluslararası arenada ise avrupa devletleri, hükümdarları Sultan Abdülhamid Han´  ın siyasi dehası karşısında aciz kaldılar; memleketin daha çok dış borca girmesi için avrupalılar tarafından yapılan teşebbüslere Sultan Abdülhamid mani oluyordu, bu konuda ne teşvik edilmesi ne kandırılması mümkündü.

Zira, İmparatorluğun daha çok dış borca girmesi, Osmanlı Mülkünü mahvedecek ve devletin avrupalı devletler tarafından idare edilmesine neden olacaktı.

Sultan Abdülhamid Han´ ın hedefi: Osmanlı devletini modern dünyayla mücadele edecek bir yapıyı tesis edip yenilemekti. Buna Osmanlı Devletini yeniden kurmak denebilir. Bu yenilenme ekonomik güce dayanmalıydı, bunun için birçok atılım yaptı. Entellektüel müesseselerin Kuran- ı Kerim´ le uyumlu çalışması O´ nun en büyük hedefi idi, bu hedeflerine 30 yılı aşkın gayretiyle, mücadelesiyle ulaştı. Fakat bu başarı O´ nu tahtan indirilmesine sebep oldu.

Hükümdarlığı boyunca, birçok iftiraya maruz kaldı, ağabeyi Sultan Murad´ dan tahtı zorla almakla suçlandı.

Nitekim düşmanları galip geldi, Nisan 1909´ da tahttan indirilip Selanik´ e gönderildi. Alatin Köşkü´ ne hapsedildi. Tahttan indirilmesi İslam Kanunlarına uygun değildi. Bu perspektiften bakıldığında meşru son İslam Halifesidir. (Bundan dolayı Osmanlı tahtı ve hilafet için kendi oğlu Şehzade Selim Ahmed Arabi´ yi atamıştır. İslam kanunlarına göre halifenin kendisinden sonra gelecek kimseyi atama yetkisi vardır.)

Sultan II. Abdülhamid Han tahttan indirildikten sonra ülke başını Enver, Talat ve Cemal paşaların çektiği Jöntürkler tarafından kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti´ nin denetimi altında kaldı ve Osmanlı tahtına birçok kaide ve kanun ihlal edilerek Sultan Reşad oturtuldu. Bu, uzun Osmanlı tarihinde henüz emsali görülmemiş bir durumdu.

Ayrıca ihtilalcilerin acımasız tehditlerine rağmen, Sultan Abdülhamid Han, şahsi servetinin büyük bir parçasını, devletin ekonomisini idare etmekte acizliklerinden dolayı mali sıkıntıda olan Jöntürkler´ e vermeyi red etti.

Bu buhran, entrika döneminde Sultan II. Abdülhamid Han´ ın  hanımlarından İran Kaçar Prensesi Seniha Zılli Sultan´ dan 9. oğlu Şehzade Selim Ahmed doğdu.

Şehzade Selim Ahmed Arabi´ nin doğumunu manevi bir işaret olarak kabul eden Sultan Abdülhamid Hanj Jöntürkler´ e istedikleri meblağı verdi. (Prenses Nadin Sultan´ ın bu konu hakkındaki görüşü: Sultan Abdülhamid Han, saltanatının sonunda bir oğlanın doğumu, İmparatorluğa artık hükmeden Jöntürkler´ e, imparatorluğun iyiliği için maddi yardımda bulunmayı ilahi bir emir olarak görmüş olabilir.)

1912 yılında Selanik yunanlara karşı yapılan bir savaştan sonra kaybedildi, Selanik´ in kaybedilmesiyle Sultan Abdülhamid Han İstanbul´ a tekrar getirildi ve Beylerbeyi Sarayı´ nda ikamete mecbur edildi.

Sultan Abdülhamid Han en küçük oğlu Şehzade Selim Ahmed Arabi´ yi yanına aldırdı ve eğitimiyle bizzat ilgilendi.

Sultan Abdülhamid Han hayatının son yıllarında Cenab-I Allah´ ın iradesini yanlış anlamış olabileceğini düşünüp İmparatorluğun O´ na en muhtaç olduğu zamanda, tahttan indirilmesine izin vermiş  olmasından dolayı izdırap çekti.

Ulu Hakan, Cennetmekan Sultan Abdülhamid Han 1918 senesinin 10 Şubat’ında Beylerbeyi Sarayı´ nda hayata gözlerini yumdu, Divan yolundaki Sultan Mahmud Türbesine, amcası Sultan Abdülaziz ile dedesi İkinci Mahmud’un yanına defnedildi. Vefatında 75 yaşını 4 ay geçiyordu. Cenazesinde en hareketli aleyhtarlarının bile ağladığı söylenir.

Kaynak: Samsun Kent Haber