Samsun'da Filistin'e destek yürüyüşü

TAKİP ET

Samsun'da, ABD'nin Telaviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ve İsrail askerlerinin 62 Filistinliyi katletmesi nedeniyle bugün İstiklal (Çiftlik) caddesinde 'Zulme Lanet, Kudüs'e Destek' yürüyüşü gerçekleşti.

Yürüyüşe; Samsun Valisi Osman Kaymak, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Zihni Şahin, eski Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve AK Parti Samsun Milletvekili Aday Adayı Yusuf ziya Yılmaz, Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, AK Parti Samsun İl Başkanı Av. Hakan Karaduman, İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, Tekkeköy Belediye Başkanı Hasan Togar, Canik Belediye Başkanı Osman Genç ve Yakakent Belediye Başkanı Hüseyin Kıyma ve yüzlerce Samsunlu katıldı.

Samsun Milli İrade Platformu'nun Samsun Cumhuriyet Meydanı'nda yapmış olduğu basın açıklaması; 

Kudüs Siyonist İşgalden Kurtulana Kadar Durmayacağız

          ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasına tepki göstermek, Filistinli kardeşlerimizin düzenlediği Büyük Dönüş Yürüyüşü’ne destek vermek, Büyük Felaket olarak adlandırılan Nakba’nın 70. yılını protesto etmek ve Fransa da Kuranın tahrif edilmesi girişimine tepki göstermek için bütün kardeşlerimizle meydanlardayız.
15 Mayıs günü Büyük Felaket Nakba’nın 70. yıl dönümü. 70 yıldan beri İşgalci Siyonist Terör Örgütü İsrail, Müslümanları kışkırtmak amacıyla Mescid-i Aksa etrafında yaşlı, genç, kadın çocuk demeden katliamlarına devam ediyor. İsrail devleti ve askerleri, kirli postallarla Kıble Camii’nin içinde terör estirip ibadet eden insanlara gaz bombalarıyla ve plastik mermilerle saldırarak, camide bulunan Kur’an-ı Kerim'leri yerlere atıp üstlerine basarak hukuksuzluğa hız kesmeden devam etmektedir. Filistin’e, Gazze’ye uygulanan abluka ve ambargo her geçen gün ağırlaşmaktadır. 70 yıldır hakları, toprakları, vatanları, canları, malları gasp edilen Filistinliler, İşgalci Siyonist Terör Örgütü İsrail zulmü altında yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.
Filistinliler, kadınlarıyla ve çocuklarıyla son bir aydır Büyük Dönüş Yürüyüşü gerçekleştiriyorlar. İşgalci Siyonist Terör Örgütü İsrail ise ateş açıp masum insanları, çocukları ve yaşanan olayları dünyaya aktarmak isteyen basın mensuplarını şehit ediyor. Olayların başlangıcından bugüne kadar İşgalci Siyonist Terör Örgütü İsrail milislerinin kurşunlarıyla ve müdahalesiyle 60’ ı aşkın kişi şehit edildi, 10 bine yakın  kişi de yaralandı.
İlk kıblemizin bulunduğu Kudüs ve Filistin, 1948 yılından beri hukuksuz olarak kurulan İşgalci Siyonist Terör Örgütü İsrail işgali altındadır. Siyonist Terör Örgütü İsrail, Kudüs’ü hukuksuz bir şekilde tüm uluslararası anlaşmalara aykırı olarak başkent yapmak istemektedir.
 Ey İşgalci Siyonist Terör Örgütü! şunu bil ki terör örgütlerinin başkenti olmaz. Kim hangi kararı alırsa alsın "Kudüs İslamındır ve Kudüs bizimdir. Kudüs sahipsiz değildir. Kudüs, Mekke ve Medine'den sonra, bütün Müslümanların kutsal bildiği Mescid-i Aksa’ya ev sahipliği yapmaktadır. Şimdi ilk kıblemize, Peygamber Efendimizin (SAS) Miraç’a yükseldiği o mübarek beldeye sahip çıkma zamanıdır.
Siyonist terör örgütünün son hamlesi tüm dünyada olduğu gibi Fransada da avuçlarının içerisine aldıkları bir kısım sözde aydın ve tarihin çöplüğüne terk edilmiş sözde siyasetçilerin, kendi kutsal kitaplarını tahrif ettikleri gibi uğruna canlarımızı feda etmekten çekinmeyeceğimiz mukaddes kitabımız “Kuranı Kerimi” tahrif girişimidir.
  Ey Fransa haddini bil.  Salonlarınızda yaptığınız Dans gösterisini bir sözü ile durduran sultan Süleyman’ın ve peygamberimize hakaret içeren tiyatroyu bir sözüyle durduran  Sultan Abdulhamid Han’ın yürekli torunlarıyız. Tüm İslam dünyasından aynı tepkiyi bugün de bekliyoruz.
Bugün burada ve tüm Türkiye’de Kudüs dostlarıyla birlikte ABD’nin ve İşgalci Siyonist Terör Örgütü İsrail'in bu hukuksuz kararına ve uygulamalarına karşı çıkıyoruz. Tüm Filistin ve Kudüs sevdalıları olarak bu davayı savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi, Uluslararası mekanizmaları ve herkesi harekete geçmeye ve İşgalci Siyonist Terör Örgütü İsrail’in attığı hukuksuz adımları ve işgali durdurmaya çağırıyoruz.
Müslümanlar baktıkça, onlar Mescid-i Aksa’dan bir taş daha sökecekler. Biz bekledikçe onlar bir Filistinliyi daha şehid edecek, bir Kudüslüyü daha yurdundan edecek, Kudüs’ü tek bir Filistinli kalmayıncaya kadar Müslümansızlaştıracaklar. Aksa’yı yıktıklarında mitinglerin, eylemlerin, atacağımız sloganların hiçbir anlamı kalmayacak. Buradan İslam ülkelerine sesleniyorum. BM Genel Kurulundaki karar gösterdi ki; Biz ayağa kalkınca küresel zulüm şebekesi dağıldı. Dik duruş ve direniş sürdürülmelidir. O gün bu gündür. Bugün ayağa kalkmazsak yarın geç olur. 
Kudüs İnsanlığındır

Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasını, İslam’ın ilk kıblesi, kadim Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma girişimini kabul etmemiz mümkün değildir. 

ABD bu girişimiyle BM’yi, BM kararlarını ve uluslararası hukuku açıkça hiçe saydığını göstermiş, bölgedeki ihtilafın çözümünde bir arabulucu değil açıkça bir taraf olduğunu ilan etmiştir. 

Kudüs’ün, gerek Birleşmiş Milletler kararlarıyla, gerekse uluslararası antlaşmalarla garanti altına alınmış statüsünü değiştirecek her türlü adımdan şiddetle kaçınılması şarttır. 

BM Genel Kurulu’nun ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Kudüs konusundaki son kararları ortadayken, ABD’nin hayata geçirdiği bu sorumsuz ve hukuksuz girişim, Ortadoğu’da kanı ve gözyaşını artırmaktan, kaosu derinleştirmekten başka bir amaca hizmet etmeyecektir. 

Çok güçlü uluslararası meşruiyeti olan bunca karara rağmen hakları ihlal edilen Filistinli kardeşlerimizin, onurlu davalarını savunurken İsrail’in eli kanlı katilleri tarafından şehit edilişini içimiz kan ağlayarak takip ettik. 

İsrail’in, şu ana kadar 60’ ı aşkın  Filistinli kardeşimizin şehadeti ve binlerce masum kardeşimizin yaralanmasıyla sonuçlanan eylemlerini şiddetle kınıyoruz. 

ABD ve İsrail’in, coğrafyamızın gözbebeği ve barışın şehri olan mukaddes Kudüs’ü kana bulamasını, uluslararası hukuku vahşice çiğnemesini en güçlü şekilde lanetliyoruz. 

İsrail’e, böyle devam etmesi halinde, eninde sonunda akıttığı masum kanlarında boğulacağını bir kez daha hatırlatıyoruz.

Uluslararası kuralların ve vicdanın bu derece hoyratça çiğnenmesi, hiç kimsenin kendini güvende hissetmediği bir dünyaya doğru gidildiğinin ifadesidir. 

Müslümanların, Hiristiyanların ve Musevilerin kendi dini ve tarihi hafızalarını muhafaza ettiği Kudüs’te, bu dengenin bozulması çok daha büyük sorunları tetikleme potansiyeline sahiptir. 
Bu tehlikenin bilincinde olduğunu düşündüğümüz uluslararası arenayı ve Birleşmiş Milletleri zaman kaybetmeksizin bir kez daha harekete geçmeye çağırıyoruz.

Müslümanlar olarak, Kudüs’ün namusunu korumak, tarihin bize yüklediği mukaddes bir sorumluluktur. 

Ümmetin onuru Kudüs’ün, bu tarz oldu-bittilerle işgal girişimine karşı Selahaddin Eyyubi gibi dimdik duracağız. 

Unutulmamalıdır ki bölgenin huzur ve istikrarı, ancak, Kudüs’ün, çok dinli, çok dilli, çok kültürlü çoğulcu yapısı korunduğu, Kudüs barışa kavuştuğu zaman sağlanabilir.    

ABD’nin içerisine düştüğü bu akıl tutulması ve izansız yaklaşım,  ABD’yi dünya kamuoyunda ve devletler arenasında yalnızlığa mahkûm ederken, işgal ve terör devleti İsrail’in zulmüne ve işlediği suçlara da ortak etmiştir.

Binlerce Filistinlinin kanlarının dökülmesinden, İsrail kadar ABD’nin de sorumluluğu vardır. 
İsrail’in dünyanın gözü önünde gerçekleştirdiği bu katliama sessiz kalmayacağız. 

Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisi, insanlığın kadim silueti, bağımsız Filistin Devleti’nin başkentidir. 

          Filistin ve Filistinliler asla yalnız değildir. 

Filistinli kardeşlerimizin bu kutlu yürüyüşünü maddi ve manevi destekliyor, rabbimizden bu mücadeleyi muvaffak kılmasını niyaz ediyoruz. Rabbimiz Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim’de “İnanıyorsanız galip gelecek sizsiniz.” “Yeryüzüne benim salih kullarım varis olacaktır.” Diye buyuruyor. Bizler bu kitaba iman etmiş Müslümanlar olarak bir gün bu çekilen sıkıntıların ardından İslam’ın tüm dünyada hakim olacağına,  özgür Kudüs’te Mescidi Aksa’da toplu halde namaz kılacağımıza, zalimlerin korkulu rüyası olacağımıza iman ediyoruz. Bu uğurda malımızla canımızla mücadele edeceğiz.
 Ey Netanyahu, Ey Trump, Ey Putin, Ey Esed, Ey Sisi, ey zalimler şunu bilin ki geçmişte firavun, nemrud, ebrehe nasıl helak olduysa sizin de saltanatınız son bulacak ve cehenneme sürüleceksiniz. Diri diri toprağa gömdüğünüz çocukların hesabını vereceksiniz.  
     Bugün İsrail'in başkenti Kudüs'tür diyenler yarın Bizans'ın başkenti  İstanbul'dur diyecekler. Kudüs müslümanların Kırmızı çizgisidir. Orada ezanların dinmesine izin veremeyiz.  Müslümanım diyen herkes kendi vazifesini yapmak zorunda.
       Bugün burada ve tüm Türkiye’de Kudüs dostlarıyla birlikte ABD’nin ve İsrail'in bu hukuksuz kararına ve uygulamalarına karşı çıkıyoruz. Tüm Filistin ve Kudüs sevdalıları olarak bu davayı savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi, Uluslararası mekanizmaları ve herkesi harekete geçmeye ve İsrail’in attığı hukuksuz adımları ve işgali durdurmaya çağırıyoruz."