Erdoğan: 'Korkakların şanı kaçmaktır'

TAKİP ET

Rize'de yapımı tamamlanan tesislerin toplu açılış töreninde halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Musul'a düzenlenecek operasyon hakkında, 'Biz, koalisyon güçleriyle beraber DEAŞ terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine karşı orada mücadeleye varız. Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın. Bu üs orada duracaktır. Çünkü Başika aynı zamanda Türkiye'ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır' dedi.

Rize’de yapımı tamamlanan hizmet ve tesislerin toplu açılış töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da hazır bulundu.

Rize Valiliği önündeki meydanda düzenlenen toplu açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

“BİRİLERİ BİZİM ÖNÜMÜZE ENGEL ÇIKARDIKÇA, MİLLETİMİZ DESTEĞİYLE BİZİ DAHA DA GÜÇLENDİRDİ”

Bulduğu her fırsatta ata-dede topraklarına gidip sılayı rahim yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir Rize türküsünün sözlerine atıfta bulunarak, “Tüm milletimizle birlikte çok şeyler yaşadık, çok badireler atlattık. Hiçbirini de unutmadık, unutmayacağız. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından itibaren, başbakanlığımız, cumhurbaşkanlığımız süresince attığımız her adımın gerisinde büyük bir mücadele vardır. İçeride ve dışarıda birileri bizim önümüze engel çıkardıkça, milletimiz desteğiyle bizi daha da güçlendirdi” diye konuştu.

Millete layık olabilmek için, gece gündüz çalışıp eser ortaya koyduklarını, proje üretip koşturduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize’de yapımı tamamlanan ve yaklaşık 200 milyon lira tutarındaki 29 eser ve hizmetin toplu açılışını yaptıklarını söyledi.

Bu yatırımlar arasında eğitim ve spor alanında yapılan tesis ve hizmetlerin de yer aldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize Havalimanı ile ilgili olarak Kasım ayı başında ihale dosyalarının alınıp değerlendirme aşamasına geçileceği ve böylece projede önemli bir adımın atılacağı müjdesini de verdi.

“FETÖ’CÜLER KAÇTIKLARI YERİN VATANDAŞI OLSUN”

Kendisini dinleyen vatandaşların “FETÖ gelecek, hesap verecek” şeklinde tezahüratta bulunması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne dedik? İnlerine gireceğiz dedik. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız dedik. Kovalıyor muyuz? Kaçıyorlar mı? Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, şimdi kaçtıkları yerin vatandaşı olsunlar. Artık onlar bu milletin vatandaşı olarak anılmayacaklar” şeklinde konuştu.

“KORKAKLARIN ŞANI KAÇMAKTIR”

Türkiye’nin, 15 Temmuz darbe gecesinde Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idamlarına göstermediği tepkiyi gösterdiğini, bu idamların millete bir ders olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama millet dedi ki şimdi, ‘Kusura bakmayın; artık ey FETÖ, Pensilvanya’dan sen burayı bu şekilde yönetemeyeceksin.’ Korkaklık senin şanındandır. Eğer sende zerre kadar yiğitlik varsa dön gel ülkene. Gel, gidip de Amerika'ya sığınma. Gel buraya o zaman, gel burada yargılan. Gelemez. Niye? Korkakların şanı kaçmaktır, kaçmak. Korkaklar, zafer takı dikemez, onu yiğitler diker. İşte onu sizler diktiniz” dedi.

Şehitlerinin anısına İstanbul ve Ankara’da anıt dikileceğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’u unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını vurgulayarak 15 Temmuz’un, bu milletin ikinci Kurtuluş Savaşı olduğunu sözlerine ekledi ve şöyle dedi: “Fetullahçı Terör Örgütü’nün ülkemizde hiçbir legal imkânı, yolu, yöntemi istismar etmesine artık izin vermeyeceğiz.”

“15 TEMMUZ, TÜRKİYE’NİN VARLIĞINA YÖNELİK TOPYEKÛN BİR SALDIRININ İFADESİ”

FETÖ’nün, PKK gibi, DEAŞ gibi, DHKP-C gibi bir terör örgütü olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendini bu örgütün mensubu olarak gören herkes de, terör örgütü üyeliği sıfatını kabul ediyor demektir. Ancak, 15 Temmuz sadece FETÖ teröründen ibaret değildir. 15 Temmuz aynı zamanda Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne, hatta doğrudan varlığına yönelik topyekûn bir saldırının ifadesidir. Şayet o gece darbeciler başarılı olmuş olsaydı, sadece demokrasimiz rafa kaldırılmış olmayacaktı, Türkiye tarihinin en ciddi işgal tehdidiyle karşı karşıya kalacaktı” değerlendirmelerini yaptı.

15 Temmuz’un, FETÖ’yle birlikte PKK’nın her gün askere, polise, koruculara, vatandaşlara yönelik saldırılarının şifresi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin Suriye’de başlattığı operasyonu önlemek isteyenlerin 15 Temmuz’un arkasında olmadığını söyleyenin ya dünyadan haberi yoktur, ya da bizzat kendisi de bu işin içindedir. Aynı şekilde, Başika’daki Türk askerinden rahatsız olanlarla, ülkemizi Musul operasyonunun dışında tutmak için yırtınanlarla 15 Temmuz’un ilgisi yok demek, milletin aklıyla alay etmek demektir. Bunu biz yutmayacağız” dedi.

“TÜRKİYE’YE YÖNELİK SALDIRILAR, 2013 YILINDAN BERİ KESİNTİSİZ BİR ŞEKİLDE SÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye yönelik saldırıların, 2013 yılından beri, farklı görünümler altında ve farklı kesimler kullanılarak; ancak kesintisiz bir şekilde sürdüğüne dikkat çekti ve bu açık gerçeğe rağmen, bu gelişmelere ‘tiyatro’ ‘oyun’ ve ‘mizansen’ diyerek bakanların durumunun, artık gaflet çizgisini aşıp, ihanet sınırlarına girdiğini belirtti.

“Gezi’ye ağaç, 17-25 Aralık’a hukuk, PKK’nın çukur eylemlerine sivil direniş diyenler, 15 Temmuz’u sığdıracak kılıf bulmak için beyhude uğraşıyorlar. Bu mızrak hiçbir çuvala sığmaz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz, kendisine ve kendisini temsil eden insanlara yönelik bu tehditlerin hepsinin de teşhisini koymuş, tedbirini almıştır” diye ekledi.

“KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK”

Konuşmasında Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonuyla Suriyeli ılımlı muhaliflerle birlikte Suriye’nin kuzeyinde terör örgütlerine karşı yürüttüğü mücadeleye ve Koalisyon Güçleri tarafından Musul’a düzenlenecek operasyona de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan şu açıklamaları yaptı: “Cerablus'a girdik, arkadan El Rai'ye girdik. Şimdi ilerliyoruz, nereye? Dabık'a ilerliyoruz ve orada 5 bin kilometrekarelik bir alanı terörden arındırılmış güvenli bölge olarak ilan edeceğiz. Kimsenin toprağında gözümüz yok. Ama ülkemizde 3 milyon mülteci var, onlara yer hazırlayalım, onlar topraklarına dönsünler. Onları güvenli bir şekilde yaşatalım; atacağımız adım bu. Teklifimizi Koalisyon Güçlerine yaptık, şu anda Suriye’de beraber yürüyoruz. Fakat rahat durmuyorlar ki, şimdi Irak’ta başladılar. Şimdi ‘Musul’u alacağız’ diyorlar. Kusura bakmayın, Musul’un ne DEAŞ terör örgütüne, ne de başka terör örgütlerine verilmesine müsaade etmeyiz. Diyorlar ki ‘Irak Merkezi Yönetiminin buna müsaade etmesi lazım.’ Irak Merkezi Yönetimi önce başının çaresine baksın. Bugüne kadar DEAŞ’ı niye Irak’a soktu? Musul’a niye soktu? Neredeyse Bağdat’a girecek DEAŞ terör örgütü. Neredesin ey Irak’ın merkezi yönetimi? Şu anda koalisyon güçleriyle bugün dışişleri bakanım Lozan'da teklifi yapacaklar. Biz, koalisyon güçleriyle beraber DEAŞ terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine karşı orada mücadeleye varız. Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın. Bu üs orada duracaktır. Çünkü Başika aynı zamanda Türkiye'ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır.”

“IRAK MERKEZİ YÖNETİMİ SAMİMİ DAVRANMALI”

Irak Merkezi yönetimine hitaben, “Beni ziyarete geldiği zaman, ey Başkan İbadi, böyle konuşmuyordun. Bizden orada böyle bir üs kurulmasını isteyen sendin. Daha sonra senin savunma bakanların gidip oraları ziyaret etti. Şimdi ne oldu da değiştin? Hangi üst akıl sana talimat verdi de havan değişti” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Öyle bize kurusıkı atmaya kalkma, meydan okumaya kalkma. Bu yol farklı bir yol. Biz bu yola kendimizi farklı adamışız.”

Gerekli görüşmeleri yapmaya devam ettiklerini, Irak Merkezi Yönetimi’nin samimi davranması ve bunu koruması hâlinde Türkiye’den samimiyet göreceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Irak halkıyla sorunu olmadığını ancak bu yönetim mantığıyla sorununun olduğunu ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Kuzey Irak’ta Peşmergelerle, Kuzey Irak Yerel Yönetimi ile dayanışma içinde olduğunun altını çizdi ve bölgede mezhep çatışmasına sıcak bakmadıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki Ezidilere hitaben açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Teröristlerle iş birliği yapmayın. Şu anda ülkemde bu kadar Ezidiyi kamplarda biz besliyoruz, kapılarımızı biz size açtık. Hıristiyan demedik, ayrım yapmadık, kapımızı açtık. Ama şimdi bazı yanlış oyunların içine giriyorsunuz. Bu yanlış oyunlar size kâr getirmez, zarar getirir.”

YENİKAPI RUHU TARTIŞMALARI

Bir süredir muhalefetin dilinin, milleti iknadan uzaklaşıp, milleti itham istikametine döndüğüne işaret ederek, “Hem millete hakaret edip, hem de milletin desteğini uman, garip bir siyaset üslubuyla karşı karşıyayız.” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna karşılık kendilerinin her meselede milleti hakem tuttuklarını, Türkiye’nin dara düştüğü her konuda, çözümü milletin desteğinde aradıklarını ve aramaya devam ettiklerini kaydetti.

15 Temmuz sonrasında 7 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen ve tüm partilerin katılımıyla gerçekleşen Yenikapı mitingini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu açıklamalara yer verdi: “Cumhurbaşkanı olarak Yenikapı buluşmasını biz düzenledik. İktidar partisini davet ettim, tereddüt etmeden ‘evet’ dediler. Sayın Bahçeli’yi davet ettik, tereddüt etmeden ‘evet’ dediler. Fakat Sayın Kılıçdaroğlu önce ‘hayır’ dedi, sonra ne oldu, ne bitti, son günden bir gün önceydi yanılmıyorsam, oradan da olumlu cevap geldi. Peki, ne oldu? Önce memnun olduklarını söylediler, ama son zamanda baktım ki başladılar ‘biz böyle bir Yenikapı ruhundan yana değiliz.’ Olsan ne yazar, olmasan ne yazar? Senin olup olmaman bir şey değiştirmez. Oradaki 5 milyon ne diyor, bizim için o önemli. Aynı anda tüm Türkiye’de bir o kadar da ekranlardan izledi, 10 milyon; bizim için o önemli.”

“MİLLETİMİZLE ARAMIZDAKİ BU GÜÇLÜ BAĞ OLMASAYDI, DARBECİLERE DİRENECEK CESARETİ KENDİMİZDE BULAMAZDIK”

“Eğer milletimizle aramızdaki bu güçlü bağ olmasaydı, 15 Temmuz’da darbecilere direnecek cesareti kendimizde bulamazdık” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “15 Temmuz gecesi dahi tek başına Türk milletinin bu topraklarda bin yıldır nasıl özgürce yaşayabildiğini, nasıl tarihin en büyük devletlerini kurabildiğini çok çarpıcı bir şekilde göstermeye yetiyor. Batılıların gözünde bizim milletimizin neden İslam’la, Müslümanlıkla eşdeğer görüldüğünü anlamak için o gecenin sırrına vakıf olmak gerekiyor. Tabi biz bu gerçekleri görüyoruz da, karşımızdakiler görmüyor mu zannediyorsunuz? Onlar da görüyor. Türkiye gibi bölgesinin en güçlü, en önemli devletinin karşısına terör örgütlerini dikenler neyin peşinde, neyi tahmin ediyorsunuz? Terör örgütlerini bize tercih noktasına gelenlerin derdi, ne Tayyip Erdoğan’dır, ne de bu hükûmettir. Dertleri Türkiye’nin kendisi, Türk milletinin kendisidir. Bunların asıl derdi, Türkiye’nin artık millî politikalarını uygulamadaki kararlılığıdır, her gün artan özgüvenidir.”

“TÜRKİYE ÜZERİNDE KURULAN OYUNU BOZMAKTA KARARLIYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır, Suriye ve Libya’nın yaşadıklarına dikkat çekerek, “Böyle bir ortamda Türkiye’yi rahat bırakırlar mı? Hayır. Biz herkesin küreselleşmeden söz ettiği bir dönemde ne için sürekli olarak bu kardeşiniz yerli ve millî vurgusu yapıyor, neden? Biz kendimize yeteceğiz, başka çaresi yok bunun. Önümüze çıkan sorunları ancak bu şekilde aşabileceğiz, onun için yerli ve millî diyoruz. Atalarımız ne derdi? ‘Zor oyunu bozar.’ Türkiye üzerinde kurulan bir oyun var, ama biz bu oyunu bozmakta kararlıyız. Son 3 yılda ülkemize yönelik tüm kritik hamleleri boşa çıkarttık, önemli mesafeler kat ettik” sözlerine yer verdi.

15 Temmuz’un Türkiye’ye yönelik hamlelerin ‘altın vuruşu’ olacağını; ancak akamete uğratıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şu değerlendirmelerde bulundu: “Hemen arkasından başlattığımız Cerablus operasyonuyla uzun zamandır yapmak istediğimiz, ama sürekli engellendiğimiz karşı hamleleri de başlattık. PKK’nın daha çok bomba yüklü araçlar ve yola döşenen patlayıcılarla gerçekleştirdiği eylemler sebebiyle yeteri kadar dikkat edilmiyor olabilir; ama bu örgüte tarihinin en büyük darbeleri vuruluyor. Örgütün çeyrek yüzyıldır girilmemiş inlerine giriyoruz, yuvalandığı delikler birer birer imha ediliyor.”

“BİZ MEZHEPÇİ DEĞİLİZ, MEZHEPLER BİZİM DİNİMİZ DEĞİL”

Aynı şekilde DEAŞ’ın ülkemizdeki organizasyonunun büyük ölçüde çökertilmiş olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer terör örgütlerine yönelik operasyonlarla da çok önemli neticeler elde ediliyor. Musul meselesinde gerek Irak’tan, gerekse diğer yerlerden bu kadar yüksek çıkmasının sebebi, orada kurulmak istenen mezhep oyununu biz görüyor, deşifre ediyoruz. DEAŞ balonunu söndüren Türkiye’nin mezhep çatışması üzerinden inşa edilmeye çalışılan yeni planı bozmasını engellemek için gerilimi sürekli tırmandırıyorlar. Biz mezhepçi değiliz, mezhepler bizim dinimiz değildir. Bizim tek dinimiz var, dini mübini İslam, başka bir şey yok. Diğerleri yorumdur, benim de kendime göre bir yorumum vardır, ayrı bir konu, ama hiçbir yorum dinimin üzerinde olamaz. Türkiye’nin bölgedeki askerî varlığı yeni değildir, meçhul de değildir, fakat dert başkadır. Buradan hemşerilerimin huzurda bir kez daha ifade ediyorum: Biz bu oyunu görüyoruz ve rıza göstermiyoruz. Türkiye için varlık-yokluk meselesi hâline dönüşen bu konuda elimizdeki imkânları sonuna kadar kullanarak kendimizin de, bölgedeki kardeşlerimizin de çıkarlarını korumakta kararlıyız” dedi.

Konuşmasının son bölümünde İstiklal Marşı’ndan dizeler okuyan ve marşın “Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın / Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın” dizelerine atıfla, “Hakk’ın vadettiği günler inşallah yakındır” temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, açılışı yapılan tesis ve hizmetlerin Rize’ye ve Türkiye hayırlı olmasını dileyerek tamamladı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE EŞİ EMİNE ERDOĞAN’A ÇİPLİ KİMLİK KARTLARI VERİLDİ

Hitabının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından, pilot illerde uygulanmaya başlanan çipli kimlik kartları takdim edildi. Takdimin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve programa katılan bakanlarla birlikte, yapımı tamamlanan hizmet ve tesislerin açılış kurdelesini kesti.