“Kalp ve damar hastalıkları bugün tıbbın en çok başarı sağladığı alanlardan biri,” diyen Doç. Dr. Oğuzhan Yücel, “Girişimsel işlemler, akılcı ilaç kombinasyonları ve yoğun bakım olanakları sayesinde pek çok hastayı krizden güvenle çıkarabiliyoruz. Ancak tedavinin en kritik halkası, hastane kapısından çıkarken başlıyor: uyum. İlacın saatinde alınması, kontrolden şaşmamak, yaşam tarzını gerçekten değiştirmek... Eğer bu halka koparsa, en mükemmel stent bile tek başına yeterli olmayabilir,” ifadelerini kullandı.
İlaç Kaygısının Önüne Geçin
Stent, tıkalı damarı açar; fakat damarın iyileşmesini sağlayan şey, düzenli kullanılan antitrombosit ilaçlar ve eşlik eden tedavilerdir. Bu ilaçlar, stent yüzeyinde pıhtı oluşmasını engelleyerek “ikinci bir kriz” olasılığını belirgin biçimde düşürür. “Kendimi iyi hissediyorum” diyerek ilacı aksatmak ya da bütünüyle bırakmak, stent içinde ani pıhtı gelişmesiyle seyreden stent trombozu riskini artırır. Bu durum, çoğu zaman beklenmedik ve ağır bir tabloya dönüşebilir. Kısacası, iyi hissetmek tedaviyi bırakma gerekçesi değildir; tam tersine, ilacın işe yaradığının göstergesidir.
Uyumsuzluğun nedenleri çoğu kez insani: günlük telaş içinde doz atlamak, yan etkilerden çekinmek, “bu kadar ilaç fazla mı?” kaygısı yaşamak… Çözüm karmaşık değil; ama kararlılık ister. İlaç planını basitleştirmek, sabah-akşam sabit saatler belirlemek, telefon hatırlatıcısı kurmak, haftalık ilaç kutusu kullanmak ve aile bireylerini bu rutine ortak etmek gerçekçi adımlardır. Yan etki şüphesi olduğunda ilacı kendi kendine kesmek yerine hekimle iletişime geçmek, çoğu zaman benzer etkiyi sağlayan daha tolere edilebilir bir alternatife geçmemizi sağlar.
Yaşam Biçiminize Dikkat
Kalp damar sağlığını yalnızca ilaçlarla koruyamayız; yaşam biçimi tedavinin ayrılmaz parçasıdır. Tuzu ve işlenmiş gıdaları azaltmak, tütün ürünlerinden tamamen uzak durmak, haftanın çoğu günü en az 30 dakikalık tempolu yürüyüş yapmak, düzenli uyku ve stres yönetimi… Bunlar kulağa klasik öneriler gibi gelebilir; fakat arter duvarındaki iltihabi süreci azaltan, tansiyon ve kolesterol dengesini iyileştiren somut etkileri vardır. Üstelik bu alışkanlıklar yalnızca kalbi değil; beyni, böbrekleri ve genel yaşam kalitesini de korur.
Bir noktayı özellikle vurgulamak isterim: belirtisizlik, güvende olduğumuz anlamına gelmez. Damar darlıkları uzun süre sessiz ilerleyebilir; göğüs ağrısının olmadığı dönemler yanıltıcı bir rahatlık yaratabilir. Yeni başlayan eforla gelen göğüs sıkışması, istirahatte dahi nefes darlığı, soğuk terleme, çarpıntı, ani halsizlik gibi uyarıları ciddiye almak gerekir. Böyle bir durumda “evde dinlenip geçmesini beklemek” yerine vakit kaybetmeden acil başvurusu hayat kurtarır; çünkü kalp kası, kaybedilen her dakikayla birlikte geri dönüşsüz hasar görür.
Takip Tedavinin Sigortasıdır
Takip randevuları da tedavinin sigortasıdır. Muayenede ilacın etkinliği ve yan etkileri gözden geçirilir, dozlar ayarlanır, gerekirse ek tetkikler planlanır. Buradaki amaç “yeni bir şey çıkarmak” değildir; mevcut kazanımı korumak ve riski bir adım daha aşağı çekmektir. Özellikle stent sonrası ilk yıl, tansiyon ve kolesterol hedeflerine ulaşmak ve orada kalmak, uzun dönem başarıyı belirleyen en güçlü etkendir.
Son sözüm şu: Kalp damar hastalığında gerçek tedavi, reçetenin yazıldığı gün başlamaz; o reçeteye sadakatin yerleştiği gün başlar. İlacınızı saatinde almak, kontrollerinizi aksatmamak, yaşam tarzınızda istikrarlı küçük değişiklikler yapmak… Hepsi bir araya geldiğinde büyük fark yaratır. Doktorunuz olarak benim görevim, size bilimsel ve uygulanabilir bir yol haritası sunmak; sizin göreviniz ise bu yolu her gün küçük ama kararlı adımlarla yürümek. Unutmayın, düzenli tedavi ve sağlıklı alışkanlıklar, bir kalp krizini hiç yaşamamanın en güçlü yoludur.
Bu yazı genel bilgilendirme amacı taşır; kişisel tedavi planınız için lütfen hekiminize danışın. Özellikle antitrombosit ve diğer kalp ilaçlarınızı, doktorunuzun önerisi olmadan asla kesmeyin veya değiştirmeyin.” diyerek sözlerine son verdi.
SAĞLIK
Yayınlanma: 17 Ekim 2025 - 16:04
Kalp Hastalıklarında En Görünmez Tehlike: Tedaviye Uyum Eksikliği
Büyük Anadolu Samsun Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Oğuzhan Yücel, kalp ve damar hastalıklarında en görünmez tehlike olan “tedavide uyum eksikliği”ne dikkat çekerek, “İlacın saatinde alınması, kontrolden şaşmamak, yaşam tarzını gerçekten değiştirmek... Eğer bu halka koparsa, en mükemmel tedavi bile yeterli olmayabilir,” dedi.
SAĞLIK
17 Ekim 2025 - 16:04











