Büyüklerimiz hep söz anlatırdı, 60 darbesi, 80 darbesi...
Darbelerle büyümüşler, ülkedeki kaos açlık ve sefalete düşen halkı, ne cunta nede siyasiler düşünmüş. Kendileri çalmış kendileri oynamışlar.
Ülkemiz her zaman kaybetmeye mahkum olmuş, iktidar, koltuk kavgaları yüzünden kaybeden halk, ezilen millet olmuş.
Ama çabuk unutuyoruz, sanıyoruz ki her zaman ortalık böyle güllük gülistanlıktı, şimdi bazı muhalif düşünenleri duyabiliyorum, neresi güllük gülistanlık diye...
Hayatımızın her aşamasında bir zıtlık içinde olmuşuzdur.
Güzel, çirkin, kötü, iyi, evet, hayır, sizinle inatlaşan, zıt düşen her zaman karşıda duran birisi olmuştur.
Onu da hiç bir zaman sevmemişinizdir...
Görüşler her zaman birbirini tutmuyor, fakat geçmişte azınlığın kararı çoğunluğun kararını ezmiş. Yani milletin kararı hep ezilmiş. Soranda olmamış aslında, olacak, olacak...
Neyse unutuyoruz demiştik..!
Evet geçen gün sosyal medyada izlediğim video da " Türkiye o günleri unutmadı" diyordu.
Fakat unuttuk, hastane, ilaç, maaş kuyruklarını unuttuk. Unutulan o kadar şey var ki!
Bunlar benim bildiğim daha eskiler gaz, yağ kuyruklarından başka başka sıkıntılardan söz ederler.
Artık ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorluk çekmiyoruz, bir tık uzağımızda herşey...
Evet - hayır demişken önümüzde bir referandum süreci bulunmaktadır. Muhalif kanat OHAL'de referandum olur mu?, tek adam geliyor, ülke fakirleşiyor, demokrasi elden gidiyor diye bas bas bağırıyor.
Bunu da yapanlar aslında darbe dönemlerini, muhtıraları, 28 Şubatı görenler . Ciğerine kadar bu sıkıntıları yaşayanlar..
O zamanda kurulan sandıklar acaba hangi koşullarlarda milletin önüne gitti diye sorsam ayıp olur...
2002'den bu yana milletin kalbinde, gönlünde zaten tek bir adam var, tek adamın da ülkeye neler getirdiğini, Türkiye'yi nereden nereye getirdiğini söylemeye gerek yok.
Bu güne kadar Millet o tek adama güvendi, yanında, arkasında durdu, bundan sonrada güvenmeye devam edeceğine eminim.
Demokrasi; siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi değil mi o zaman neden milletin seçtiği çoğunluğun karar kıldığı kişi yada kişilerden korkuyorsunuz. Milletin verdiği karara neden saygı duymuyorsunuz...
Kişiler gelip geçici, her canlı gibi bir gün ölümü tadacağız..
Bugün o tek adam var, yarın başkası olacak. Önemli olan o tek adamın ülkemize kazandırdıklarını, daha da yukarıya taşıyacak, ileriye götürecek şekilde bir ve beraber olmamız.
OHAL 'de tartışmaları bırakalım da bu ülkenin kötülüğü için değil, çoğunluğun istediğine saygı duyup el ele ülkemizin geleceği için çalışalım . Kayganın değil, kardeşliğin zamanıdır.
Klasik bir söz olacak ama başka Türkiye yok, bari bunu unutmayalım..
Kalın sağlıcakla...