Hatırlar mısınız? Eskiden, Samsun'unumuzda, bir Sanat Sokağı vardı. Sanat denildiğinde aklımıza gelen mekansal algının dışında duvarları tuvale dönüştüren bir sokaktı...
Okuldan çıktığımızda bizlerin ve diğer öğrencilerin omuzlarında çantalarıyla koşa koşa gelip, kalemleriyle boyalarıyla duvarları şenlendirdiği bir alan. Çiflik caddesinde tarihi binaların olduğu mor sümbüllerin duvarlardan sarktığı o sokak, dönemin belediye başkanı Muzaffer Önder'in katkıları ve değerli öğretmen Müjgan Kırca'nın öncü fikri ve emekleri sayesinde 30 yıl sonrasında bile tebessüm ve anılarla anımsanıyor.
Ülkemizde ilk kez o yıllarda düşünülmüş ve uygulanmış bu proje sanatsal dışavurumun, anlık ilham ve toplumsal nefes almanın merkezi olmuştu . Saygıyla suskunluğun arasında sıkışıp kalmış bu günün imkanlarının ve iletişim araçlarının olmadığı bir dönemin gençler için bulunmaz bir ifade alanına dönüşmüştü. Kıymeti ve unutulmaz yanı neydi biliyor musunuz?
Gençlere, "Burası sizin," deme cesareti gösterilmiş olmasındandı. Okullarda bir resim kağıdı ile sınırlı tutulan hayal dünyaları, renk renk çizimleri, sayfalardan taşan şiirleri burada geniş bir yer bulmuştu.
Belki bir çok kişi oradan geçerken grafiti ile ilk kez tanışmıştı. Enerjilerini, eleştirilerini, hayallerini sığ bir alana hapsetmek istemeyenler, ruhu dört duvara sığmayanlar, şenliklerin olduğu günlerde sanat
sokağına akın ederdi. Yılın belirli günlerinde yapılan bu şenliklerde değerli yazarlar, ressamlar, şairler ile birlikte imza ve söyleşiler düzenlenir müzisyenlerin canlı performansları dinlenirdi.
Topluma katkı sağlamak amacıyla açılan bu alan hepimize kabul ve sevgiyi hissettiren bir pencere gibiydi Sanat Sokağımız. Oluşturulan bu özgür sanat alanı hepimize bizde varız deme imkanı sağlamıştı.
Yine neden olmasın ? Tekrar tasarıma, ifadeye, grafitiye yönelik alanlar tahsis edilsin. Bunları şehrimizin dinamik nabzını yükseltecek, fark yaratan projelere dönüştürelim. Tıpkı sanat sokağı gibi hafızalarımızda nitelikli izler bıraksın...Ülkemizde ve dünyada ünlü grafiti sanatçıları ile birlikte resmetme şansı sunalım. Dönüşümlü tematik yerler belirleyelim. Çevre bilincinden tarihe spordan teknolojiye seçtiğimiz veya serbest konularda hem kendimizi ifade edip hem de toplumsal mesajlar verelim.
Yapılan duvar resimlerinin yanına yerleştirilecek küçük QR kodları ile, telefonlarımızla tarama yaptığımızda, eseri yapan kişinin sanat manifestosunu dinleyebilip , şiirini okuyabileceğimiz Sanat eserini böylece, iki boyutluluktan çıkıp sesli ve çok katmanlı bir deneyime dönüştürerek teknolojinin güncel imkanları ile hayal gücümüzün sınırlarını artıralım.
Tüm bunlar insanımızın içindeki o dinamik yaratıcılık enerjisini , estetik ve sosyal bilinci artırmaya yönelik yaratımlara dönüştürecektir. Duvarlara çizilen her resim, sadece bir boya lekesi değil, o dönemin, yaşanmışlığın hatırası ve toplumsal bir diyalog başlangıcı, tohumu olacaktır.
Unutmayalım ki, sanatın toplumsal katkısı, sadece müzelerde sergilenen paha biçilmez eserlerden ibaret değildir. Asıl kıymetli olan, halkın içindeki dünyayı da yansıtabilmesidir.
















Zamanında o sokağa resimler çizmiş , oralarda ki sergilere katılmış,orada yapılan 19 Mayıs şenliklerinin coşkulu havasında eğlenmiş biri olarak, benim için çok özel ve çok güzel bir yerdi Sanat sokağı, tekrar açılması fikri beni çok mutlu ederdi, inşallah arzu ettiğiniz gibi şehrimizde yeniden hayat bulur, kaleminize sağlık çok güzel yazmışsınız Ebru hanım