İpler elimizdeyken saçma sapan bir şekilde kendi ellerimizle rakiplere verdiğimiz doğrudur.
Önce Keçiören beraberliği.
Sıkıntılı süreç başlıyor.
Adana Demir maçında evinde hiçbir şey oynamadan mağlup olmak.
Altınordu maçında iki kırmızı kart.
Üstün oynadığımız ve kazanabileceğimiz bir maç ,sonuç berabere.
Giresun maçında iki kırmızı kart.Hatta hocanınkiyle 3. Yine çok üstün oynadığımız bir maçta akla zarar mağlubiyet.
Uzatmalarda 9 kişiyken kontradan yenen komik ötesi gol.
Beraberliğe yatmayı akledememek.
4 maçta sadece 2 puan toplayıp rakipleri cesaretlendirip tüm avantajları kaybetmek.
Ve Menemen faciası.
Maçın başında 1-0 öne geç.Laubalilik neticesinde son anda zar zor alabildiğimiz 1 puan.
Pirim muhabbetleri vs.işin cabası.
Sonuçta ipleri kaptırıp rakiplerin maçlarından gelecek sonuçlara bel bağlamak.
Buraya kadar tamam.
Bunlar bizim hatalarımız ve özeleştirimiz.
Bu duruma getirmemeliydik.
Bunları söylüyoruz yani iğneyi kendimize batırıyoruz.
Peki çuvaldız?
TFF ‘nin yanlı , tutarsız kararları.
Kural hatası var dediği maçı yeniden oynatmamak.
Hakem hatalarının yol açtığı puan kayıpları.
Rakiplerin kollanması? Özellikle son haftalarda sistematik bir şekilde Adana Demir ‘in bariz bir biçimde adım adım şampiyonluğa gizli eller tarafından itelenmesi.
Tuzla-Adana Demir maçı öncesi yaşananlar.
Tribünlere alınan binlerce seyirci.
Balıkesir -Adana Demir maçındaki hakem hataları.Pardon hata değil kasıtlı kararlar.
Giresun-Akhisar maçının ilk golü. Şimdi tüm bunlar ortadayken bu lig tertemiz diyebilir miyiz?
Tüm bunlar tesadüf diyebilir miyiz?
Ortada kasıt yok diyebilir miyiz? TFF ,MHK masum diyebilir miyiz?
Tüm bunlar futbolun doğal seyri içinde gerçekleşen olaylar diyebilir miyiz?
Cevap: Dİ-ye-me-yiz.
Tüm bunlar için çuvaldız çok ama çok küçük kalır.