Bugünkü Cuma Namazının konusu "Zina"ydı. Her Cuma Namazı'nın hutbesi pür dikkat dinlerim. İlk defa bir hutbe sonrası köşe yazmak istedim.
Gazetecilik ruhumuza, kanımıza işlemiş artık. Var olan bir konuyu düşünüp, tartışıp, birazda eleştirip sonunda bu işin doğrusu ne olabilir nasıl yapılırsa milletin ve kamu yararına dokunulabilir diye yazılarımızda, haberlerimizde dile getiririz. Bu konuyla ilgili aslında yorumlarım olmuştu ama bizimkisi "artık anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" durumu.
Bakalım bu sefer ses gelecek mi?
Her müslüman zinanın haram olduğunu çok iyi bilir. Fakat Cuma Hutbesindeki zinanın asıl konusu sosyal mecrada yaşanan zinaydı. Zina sadece kadınla erkeğin yaynana olunca değil sosyal medya üzerinden de yapılanın haram olduğundan söz ediyordu.
Evet sosyal medya dediğimiz çağın akıllı olanı o kadar ilerlediki artık Amerika'daki biri ile Çin'deki biri internet üzerindende zina dediğimiz haram olan olguyu yapabiliyor sanal gözlük denilen gözlükler var artık.
Yani demem o ki zina dediğimiz olayı sadece kadınla erkeğin aynı ortamda değil farklı ortamlarda da olsa yapılabilmektedir. Bunun farklı bir adı olabilir ama o da haram olarak adlandırdı İmam efendi.
Aslında bunları ne kadar derseniz deyin adına ne koyarsanız koyun insanoğlunun olduğu her yerde bu günah ya da haram dediğimiz işler olacak olmayada devam edecektir.
Aslında değinmek istediğim konu, hutbede imamın, "İslami ve insani değerleri hiçe sayan müstehcen reklamlar, sanat adı altında yapılan gayr-i ahlaki tiyatro, sinema ve dizi filmler, zinayı meşru göstermeye çalışmaktadır. Dijital mecralarda yaygınlaşan, evlilik müessesesini istismar eden sohbet ve evlilik siteleri, gençleri evlilikten uzaklaştırmakta, zinaya sürüklemektedir. Dostluk ve dertleşme gibi düşüncelerle başlayan kadın erkek arkadaşlıkları kişileri, zina batağına çekmektedir. " sözünü iletmesi.
Artık hutbeler Diyanet başkanlığı tarafından ortak işleniyor. Yani bütün Camilerimizde bu hutbe okunuyor.
Şimdi sürekli olarak dile getirdik bu gündüz kuşağı denilen ve aile olğunu tamamen ortadan kaldıran programların kaldırılması gerektiği yönünde.
Kaldırılmıyorsada aynı paralı platformlara taşınmalı isteyen abone olsun ordan izlesin. Kimse kimsenin ne izlediğine karışamaz zaten özgür bir ülkede yaşıyoruz sonuçta..!
Dizi ve flimlerde bu paralı platformda olmalı öyle her önüne gelen özellikle yaşı küçük çocuklar hemen erişmesi zor olması gerekiyor.
Bunları izleyerek büyüyen çocukların vay haline. Hutbe de yine Zinanın panzehri evliliktir diyor ama şimdiki gençler bu programları gördükçe evlenmek istemiyor.
Kimse ekonomik yönden evlenmiyor demesin. Zamanında evlenenlerinde parası yoktu ne yaptılar karı koca çalışıp yuvalarını en güzel hale getirdi.
Uzatmaya gerek yok buradan RTÜK ya da diğer devlet görevlilerine sesleniyorum.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın tensipleri ile ilan edilen “Aile Yılı”na binaen gelin bu evlilik programlarına bir düzen verelim. Yine bu aile ile ilgili kamu spotları yapayım. Bakanlık ya da yerel yönetimler aile konulu etkinlikler yapsın yapılıyorsa da bunları daha geniş kitlelere duyuralım.
Yoksa bu işin sonu hiç iyi gitmiyor biline...
02.05.2025 Tarihli Cuma Hutbesi
NEFSİ VE NESLİ İFSAT EDEN BÜYÜK GÜNAH: ZİNA
Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam’ın haram kıldığı büyük günahlardan biri de nefsi ve nesli ifsat eden zinadır. Zina; dinen ve hukuken geçerli bir nikâh bağı olmayan erkek ve kadın arasındaki birlikteliktir. Zina; aile kurumuna yapılan en büyük saldırıdır. Yuvaların dağılmasına sebep olan, gençlerin umutlarını karartan, hayallerini yıkan apaçık bir hayâsızlıktır. Zina; toplumun ahlaki değerlerini kökünden sarsan, maddi ve manevi birçok hastalığın yaygınlaşmasına zemin hazırlayan çirkin bir davranıştır.
Aziz Müminler!
İslam, sadece zinayı değil; zinaya götüren bütün yolları da haram kılar. Nitekim Yüce Rabbimiz, وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلاً “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, hayâsızlıktır, çok kötü ve çirkin bir yoldur.” buyurmaktadır. Dolayısıyla ister gerçek hayatta, ister sanal âlemde, isterse yazılı ve görsel medyada kişiyi zinaya götüren söz, tutum ve davranışların tamamı haramdır. Allah’ın insana bir emanet olarak verdiği bedenin teşhir edilmesi, tesettüre uygun olmayan elbiselerin giyilmesi haramdır. Aralarında dinen evlenme engeli olmayan bir erkek ve bir kadının baş başa kalması ya da ev arkadaşlığı adı altında bir arada bulunması haramdır.
‘Flört, dost hayatı, arkadaşlık, kaçamak, aldatma’ gibi kavramlarla bu büyük günah asla masum gösterilemez. ‘Gönül ilişkisi, yasak aşk, gençlik hevesi, düzeyli birliktelik’ gibi sözlerle zinayı meşrulaştırmak, harama giden yola kapı aralamaktır. ‘Çapkınlık’ denilerek övünülen şey, esasında bir zinakârlıktır, insanın namusuna göz dikmektir, haramdır. Hele hele özgürlük adıyla bütün dünyaya dayatılmaya çalışılan ve Lût (a.s)’ın kavmini helake sürükleyen eşcinsellik ise Allah’ın lanetlediği bir sapkınlıktır, haramdır, büyük bir günahtır.
Kıymetli Müslümanlar!
Akıllı telefonlar, dijital araçlar ve medya aracılığıyla evlerimize ve ceplerimize kadar giren gayr-i meşru görüntüler, zinaya giden yolları kolaylaştırmaktadır. İslami ve insani değerleri hiçe sayan müstehcen reklamlar, sanat adı altında yapılan gayr-i ahlaki tiyatro, sinema ve dizi filmler, zinayı meşru göstermeye çalışmaktadır. Dijital mecralarda yaygınlaşan, evlilik müessesesini istismar eden sohbet ve evlilik siteleri, gençleri evlilikten uzaklaştırmakta, zinaya sürüklemektedir. Dostluk ve dertleşme gibi düşüncelerle başlayan kadın erkek arkadaşlıkları kişileri, zina batağına çekmektedir. Hâsılı, göz, harama baka baka; kulak, günahı dinleye dinleye; dil, kötülüğü konuşa konuşa zinaya alışmakta, sonrasında bu çirkin fiili işlemek sıradan hale gelmektedir.
Değerli Müminler!
Kötülüğün işlenmesi kadar onun yaygınlaşmasına zemin hazırlamak da büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de, “Müminler arasında ahlâksızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır...” buyurarak bu hususa dikkatlerimizi çekmektedir. Bu sebepledir ki, insan onurunu ayaklar altına alan zinanın ve ona götüren yolların magazin programlarına malzeme olması asla kabul edilemez. Çok nadir görülen çirkin bir hadisenin, çarpık bir ilişkinin, bazı gündüz kuşağı programlarında, sinema ve dizilerde reyting uğruna haftalarca gündemde tutulması, toplumun dini ve ahlaki değerlerini hiçe sayan büyük bir sorumsuzluktur. Aile birliğine zarar veren zinayı işleyenlerle, bunların yaptığı kötülükleri ekranlara taşıyan ya da sosyal medyada paylaşanlar aynı günahın ortaklarıdır.
Aziz Müslümanlar!
Zinanın panzehri evliliktir. Meşru bir evlilik, insanın bütün kötülüklerden sığınabileceği güçlü bir siper, muhkem bir kaledir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle evlilik; gözü haramdan korur, iffeti muhafaza eder. O halde, gençlerimizi evliliğe teşvik edelim. Dinen ve hukuken evlilik çağına ulaştıklarında onların evlenmelerine yardımcı olalım. Evlilikleri zorlaştırmayalım. Aile kurumumuzu tehdit eden her türlü hayâsızlığı ve çirkinliği ortadan kaldırmak için, bireysel, toplumsal ve kurumsal sorumluluklarımızı ihmal etmeyelim. Başta medya sektörü olmak üzere her birimiz; değerlerimizi hiçe sayan programlar yerine, helal haram hassasiyeti olan, iffet ve hayâ sahibi güzel aile örneklerini daha fazla ekranlara, sosyal medyaya ve dijital mecralara taşıyalım.
Sözümün sonu Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu uyarısı olsun: “...Hiçbir erkek, mahremi olmayan bir kadınla yalnız başına kalmasın; zira yanlarındaki üçüncü kişi şeytan olur...”