Samsun'da kuşun ordayım dediğiniz de herkes nerede olduğunuzu bilir.
Aslında Samsun'da kim kimin olduğunu neden böyle yaptığını çok iyi bilir.
Bilir ama dile getirmez bazı şeyleri.
Belki de saklı da kalması lazımdır, ama o merak var ya o merak, insanı yer bitirir işte.
Gazeteci de meraklıdır acayip hem de.
Günlerce araştırır, sorup soruşturur, işin muhataplarından beyanat alır, belgelerini de ortaya koyarak haberini yapar.
Özel haberidir o kimsede yoktur. Özel haberi yapanda yerelde sayılıdır.
Samsunda gazetecilik anlamında Samsunun yüz akıdır onlar. Samsunda gazetecileri say desen ilk üçde sayarım onları. Birileri de verir ona gazı "Helal olsun sana durma devam et bildiğin doğru yolda." yürü der ama orda kalır.
Yürüyen merdivenler de yürümeyi bilmeyenler gibi...
Adımlarını atar ama bir saatten sonra gidenin kendinden gittiğini anlar.
Gideri de geri getirmek zordur bunun içinde çok çaba gösterir.
Meslekte 25 yılını geride bırakan yerelde onlarca değerli isimlerle çalışan, aynı ortamda çalışmasam da bu işi yapan hemen hemen 17 ilçemizdeki büyüklerimizi ve küçüklerimizi tanıyan bir isim olarak bu şehrin hafızalarından biri olduğuma inanıyorum.
Hafıza olmak zordur öyle kenarda oturarak köşelerden, sosyal medyadan sallayarak, beni bak on binler okuyor demeyle olmuyor işler.
Yazılacak belki de o kadar konu var, ama yapacak bir şey yok. Bir düşünür Y.K.'nın dediği gibi "düzen değişir şahıslar asla..."
Bende yazmaya başlayınca nerde duracağımı bilemiyorum neyse konuma geçeyim.
Kusura bakma kuş biz gazeteci olamadık! Yazıma birçok yorum ve telefon aldım.
Bizim insanımız böyle enteresan yazıları seviyor. Mutlaka birine dokunduracaksın, yakından dokunduramıyorsan, dokundurduğun kişiyi tarif edeceksin.
Bu anlamda aslında kolay gibi görünse de zor zanaattır Gazetecilik.
İlkyazımda biraz gazetecilik nedir, ne demektir, ne iş yapar, bu işi nasıl yapar, nereden kazancını sağlar gibi sorulara da yanıt verdim aslında.
Günün sonunda kimse bana tarafsız gazeteciyim demesin. Diyeceksiniz ki tarafsan sen o zaman gazeteci değilsin.
Evet taraf dediğimiz olgu size göre neyse - karşı tarafta - gazeteci de tarafını seçmiştir.
Ben başta da dedim "Milli ve yerli değerlere bağlı basın etik kuralları içinde tarafsız gazeteciyim" diye.
Bu güne kadar inanmadığım, dedikoduya dayalı hiç bir yazıyı yazmamaya çalıştım.
Hatta önceki yazımı yazarken; sen o konulara girip yazamazsın dediler.
Evet belki de haklılar ama her şeyin bir zamanı var hangi konu olursa bir saatten sonra girmek ya da oraya çekilmek zorunda kalıyorsunuz.
Yoksa ben paylaşımları yapanın belli olan, ama görünürde ortada olmayan bir ya da birilerine cevap vermem. Çünkü olayın kahramanı ben değilim. Kahramanlık yapanlar belli.
Ha oda beni yazar diye bir çekincemde yok. Ben ona da söyledim istediğini yaz o onu yapmış bu bunu yapmış diye varsa sıkıntısı olan Adliye orada verirsiniz bir dilekçe her şey ortaya çıkar.
Sadece "gazeteciliğimize laf etme, gazeteci büyüklerimize ayıp oluyor sesleri çıkmıyor ama birileri gibi bizde bu işin şovunu yapamıyoruz. İşin sonunda herkes ekmeğinin ve emeğinin peşinde..."
Bu işin gaz vereni çok olur fakat o ve onlar gibilere tek tavsiyem "bugün hadi sensin, sen yaparsın, sen büyük gazetecisin diyenlerin yolun sonunda yanında, sağında, solunda olup olmadığına iyi baksın" çünkü biz onları çok gördük.
Herkes gelip geçer yine biz buradayız ve hep yüz yüze bakacağız.
Neyse dediğim gibi bizim insanımız böyle farklı özellikte kişilikleri ve dedikodu haberlerini çok sever ya da (zamanında kendi makamdayken yapmadıklarını (o zaman kendini eleştirmeyip dev aynasında görerek) şimdikilerin yapmadığı zaman niye yapmıyor diye haberci kuşlar üzerinden yazdığı veya yazdırdığı zaman) karışık bir söz oldu ama anlayan anlamıştır sanırım.
Evet fazla uzatmaya gerek yok bu yazının devamı önceki gibi talep olursa gelir yine.
Gazeteci Avni Demir ağabeyimin yazı sonlarına eklediği gibi “Bu da böyle biline...”
Yalcin hocam, ben siz sayılı gazetecilerdensiniz. Baskalari gibi secim donemi ortaya cikip su kadar para ver her gazetede haberini cikarim demezsiniz. Bir cok kisinin isini cozdugunuze sahit oldum. Yeriniz belli durusunuz belli sizi seven ve takip eden azipsanamayacak bir kitleniz var belirtmek istedim.
Adı süleymandır biri ötmüştür