Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) tarafından hazırlanan rapora göre, önümüzdeki 10 yıl içinde teknolojinin de itici gücüyle fosil bazlı enerji üretiminin yavaşlama sürecine gireceği bildirildi. JESDER Başkanı Ufuk Şentürk tarafından açıklanarak kamuoyu ile paylaşılan rapora göre, 2025 yılına kadar hem Türkiye´de, hem de dünya genelinde iddialı bir karbonsuzlaşma için yenilenebilir enerji yatırımlarının artacağının öngörüldü.Ufuk Şentürk, içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde yenilenebilir enerjinin son 10 yıldaki yükselişini artırdığına dikkat çekerek, enerji sektörünün geleceğini ve yenilenebilir enerjinin sağlayacağı katma değeri değerlendirdi.
Son dönemde enerji sektörü için yapılan araştırmalar ve yayımlanan raporlarda, teknolojinin de itici gücüyle fosil bazlı enerji üretiminin yavaşlama sürecine gireceğini, 2030 yılında gelindiğinde de, fosil bazlı enerji üretiminin önemli ölçüde azalacağına dikkat çeken Şentürk; “2050 yılına kadar dünya genelinde yenilenebilir enerji sektöründe yaklaşık 42 milyon yeni iş yaratılması sonucu istihdamın bugünkü seviyenin 4 katına çıkması bekleniyor” dedi.Türkiye bu noktada çekim merkezi olmayı sürdüreceğini vurgulayan Ufuk Şentürk şunları söyledi: “Uzak Doğulu şirketler, şimdiden ülkemizde 1,000 MW jeotermal, 5,000 MW güneş, 1,000 MW biokütle hedefleri olduğunu açıkladılar. Önümüzdeki yıl bu açıklamaların katlanarak artacağını öngörüyoruz. Yeni yatırımlar için değerli bir coğrafyadayız. Bu sayede önümüzdeki dönemde kapımız daha fazla çalınacak. Yenilenebilir enerjinin Türkiye´ye, vatandaşlarımıza sağladığı ve bundan sonraki süreçte sağlayacağı katma değeri daha çok dile getirmeliyiz. El birliğiyle yenilenebilir enerjide küresel çapta bir başarı hikayesi yazacağız.” BİOKÜTLE ENERJİ
Kamuoyunda “yeşil enerji” olarak da adlandırılan biokütle, tarım veya ormancılık ürünü olan ve tamamı veya bir kısmı içindeki enerjiyi geri kazanmak amacı ile yakıt olarak kullanılabilen bitkisel maddelerin tamamı veya bir kısmından oluşan atıkları kapsar.
Biokütle enerjisi; yetiştiriciliğe dayalı olduğu için yenilenebilir, çevre dostu, yerli ve yerel bir kaynak olarak önem kazanmaktadır. Dünyanın çoğalan nüfusu ve sanayileşmesi ile giderek artan enerji gereksinimini, çevreyi kirletmeden ve sürdürülebilir olarak sağlayabilecek kaynaklardan belki de en önemlisi biokütle enerjisidir.Günümüzde biokütle enerjisini gündeme getiren gerekçeler şöyle sıralanabilir:
Fosil kökenli yakıtların neden olduğu çevre kirliliğini azaltmak.
Egzoz emisyonlarının sağlık açısından risklerini en aza indirmek.
Enerji güvenliği sağlamak ve enerjide dışa bağımlılığı düşürmek.
Kırsal kalkınmanın gerçekleştirilmesine yardımcı olmak.
Son dönemde enerji sektörü için yapılan araştırmalar ve yayımlanan raporlarda, teknolojinin de itici gücüyle fosil bazlı enerji üretiminin yavaşlama sürecine gireceğini, 2030 yılında gelindiğinde de, fosil bazlı enerji üretiminin önemli ölçüde azalacağına dikkat çeken Şentürk; “2050 yılına kadar dünya genelinde yenilenebilir enerji sektöründe yaklaşık 42 milyon yeni iş yaratılması sonucu istihdamın bugünkü seviyenin 4 katına çıkması bekleniyor” dedi.Türkiye bu noktada çekim merkezi olmayı sürdüreceğini vurgulayan Ufuk Şentürk şunları söyledi: “Uzak Doğulu şirketler, şimdiden ülkemizde 1,000 MW jeotermal, 5,000 MW güneş, 1,000 MW biokütle hedefleri olduğunu açıkladılar. Önümüzdeki yıl bu açıklamaların katlanarak artacağını öngörüyoruz. Yeni yatırımlar için değerli bir coğrafyadayız. Bu sayede önümüzdeki dönemde kapımız daha fazla çalınacak. Yenilenebilir enerjinin Türkiye´ye, vatandaşlarımıza sağladığı ve bundan sonraki süreçte sağlayacağı katma değeri daha çok dile getirmeliyiz. El birliğiyle yenilenebilir enerjide küresel çapta bir başarı hikayesi yazacağız.” BİOKÜTLE ENERJİ
Kamuoyunda “yeşil enerji” olarak da adlandırılan biokütle, tarım veya ormancılık ürünü olan ve tamamı veya bir kısmı içindeki enerjiyi geri kazanmak amacı ile yakıt olarak kullanılabilen bitkisel maddelerin tamamı veya bir kısmından oluşan atıkları kapsar.
Biokütle enerjisi; yetiştiriciliğe dayalı olduğu için yenilenebilir, çevre dostu, yerli ve yerel bir kaynak olarak önem kazanmaktadır. Dünyanın çoğalan nüfusu ve sanayileşmesi ile giderek artan enerji gereksinimini, çevreyi kirletmeden ve sürdürülebilir olarak sağlayabilecek kaynaklardan belki de en önemlisi biokütle enerjisidir.Günümüzde biokütle enerjisini gündeme getiren gerekçeler şöyle sıralanabilir:
Fosil kökenli yakıtların neden olduğu çevre kirliliğini azaltmak.
Egzoz emisyonlarının sağlık açısından risklerini en aza indirmek.
Enerji güvenliği sağlamak ve enerjide dışa bağımlılığı düşürmek.
Kırsal kalkınmanın gerçekleştirilmesine yardımcı olmak.