Dar kanalı olan hastalarda bel ağrısıyla birlikte bacaklarda karıncalanma, uyuşukluk ve kuvvet kaybı görüldüğünü söyleyen Dr. Ayşegül Başar “Yürürken bu şikayetler artar ve kişi oturup dinlenme gereksinimi duyar. Hatta zamanla bu şikayetler yüzünden kişinin yürüme mesafesi dahi kısalabilir. Kişi yorulduğunda öne eğilerek omurga kanalını arttırarak rahatlamaya çalışır. İleri derecede dar kanalda barsak ve mesane kontrol problemleri yani tuvalet tutamama şikayetleri olabilir. Bu şikayetleri olan hasta doktora başvurduğunda öncelikle ayrıntılı öykü alınır ve refleks ve duyu muayenesiyle birlikte fizik muayenesi yapılır. Ardından röntgen grafisi (X-Ray), bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) tanıda kullanılabilecek radyolojik incelemelerdir. MR günümüzde en çok kullanılan ve tanıya yardımcı tetkik olarak kabul edilmektedir.” dedi.
Dar kanal tanısı konulan kişiye hastalığı ile orantılı olarak ameliyat dışı tedaviler verildiğini vurgulayan Uzm. Dr. Ayşegül Başar “Bu tedavilere “konservatif tedavi” adı verilmektedir. Konservatif tedaviler ile lomber dar kanal düzeltilmez ancak daha ağrısız ve fonksiyonel bir omurga sağlanmış olur. İlaç tedavisi ağrının yoğun olduğu ilk dönemlerde rahatlatmayı hedeflemektedir. Fizik tedavide omurga çevresi kaslarda dolaşım artırarak o bölgenin iyileşme süreci hızlandırılmakta ve kaslar güçlendirilerek daha sağlam bir bel hedeflenmektedir. Uygulanacak olan fizik tedavi programı ile derin dokuların ısıtılması, kasların rahatlaması sinir uçlarına olan baskının ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Tedavi sırasında elle yumuşak dokuların ve belin arka eklemlerinin mobilizasyonu da hastanın hızla rahatlamasını ve kasların gevşemesini sağlayarak kişinin günlük yaşam aktivitelerine hızla geri dönmesini sağlamaktadır. Hillterapi (laser tedavisi ) ile omurga ve etrafındaki derinde yerleşmiş olan kas gruplarının tedavisi sağlanabilmektedir.” şeklinde ifade etti.
Medical Park Samsun Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniğinden Uzm. Dr. Ayşegül Başar “Hastanın duruşunun ve kaslarının değerlendirilmesi, hastanın fonksiyon kaybı olup olamadığının değerlendirilmesi ile oluşturulacak olan ve hastanın durumuna özel planlanan fizik tedavi programı ve sonrasında düzenlenen egzersiz programı ile hastanın yaşam kalitesi artırılmakta ve ağrısı giderilmektedir. Konservatif tedavilere cevap vermeyen hastalar, mesane ve barsak kontrol bozukluğu olanlar, ayaklarda ciddi uyuşukluk, karıncalanma ve güç kaybı olan, yürüme mesafesi azalan ve hayat kalitesi ileri derecede bozulan kişiler cerrahi tedaviye aday hastalardır.”diye konuştu.