“Yüce milletimizin, kültüründe var olan yardımseverlik, dayanışma ve paylaşım gibi değerlerinin, sosyal hayattaki somut karşılığı olan vakıflarımızın temelleri ta Asr-ı saadete dayanır. Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu zamanında yaygınlaşmış; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulmasından sonra da etkisini aynı şekilde muhafaza ederek 5 Haziran 1935'te çıkan bir kanunla yöneticisi kalmamış vakıfların tümünün yönetimi ile yeni vakıfların denetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından üstlenilmiştir.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in sizin hayırlınız insanlara en çok faydası olandır. Hadisi şerifinden ilham alarak birlik, beraberlik ve paylaşma duygusu ile temelleri atılan vakıf müessesesi, tarihimiz boyunca birçok alanda karşılıksız olarak hizmet vermiş, böylelikle ülkemizin tarihi ve kültürel mirasının korunmasına, toplumsal dengenin sağlanmasına, sosyal hayatta huzurun tesis edilmesine, fakir fukara garib gurabanın kimsesizlerin darda kalanların hayata tutunmasında büyük katkılarda bulunmuştur.
Vakıflarımıza sahip çıkmak, bu eserlere yenilerini kazandırmak, vakıf medeniyetinin yansıması olan sevgi ve yardımlaşma kültürünü, şefkat ahlakını canlı tutarak bu mirası gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin temel görevlerindendir. Bu maksatla çocuklarımıza bu eserleri hakkıyla tanıtmalı ve vakıf şuurunu aşılamalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle, vakıf bilincinin geliştirilip yaygınlaştırılmasında önemli katkıları olan Vakıflar Genel Müdürlüğümüz ve tüm çalışanlarının fazilet ve hayırseverlik timsali aziz milletimizin ‘Vakıflar Haftası’nı kutlar; vakıf hizmetlerinin yürütülmesinde emeği geçenlere teşekkür eder, vakıf geleneğinin ilelebet sürmesini temenni ederim. ”Devlet kurumlarında aynı kulvarda işlev gören kurumların da aynı çatı altında toplanması hizmetin verimliliği açısından önem arz etmektedir. Bu minvalde Vakıflar Genel Müdürlüğünün Diyanet işleri başkanlığı bünyesine dâhil edilmesinin hizmet verimliliğini ve vakıfların önemini daha da arttıracağına inanıyoruz.
Bu vesile ile Diyanet ve Vakıf çalışanlarının tüm sosyal haklarının iyileştirilmesi gerekmektedir.“Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyanız kim,
“Muhammerdir serapa mâyemiz hûn-ı şehadetten;
“Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim,
“Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten…”Yani:
Biz öyle şerefli Osmanlı soyundanız ki,
Hamurumuz şehit kanı ile mayalanmıştır;
Elbirliği içinde öyle büyük bir maharetle çalıştık ki,
Büyük bir cihan devleti çıkardık bir aşiretten.
O zaman yapabilmişsek, neden şimdi de yapamayalım ve tekrar büyüyemeyelim? "
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in sizin hayırlınız insanlara en çok faydası olandır. Hadisi şerifinden ilham alarak birlik, beraberlik ve paylaşma duygusu ile temelleri atılan vakıf müessesesi, tarihimiz boyunca birçok alanda karşılıksız olarak hizmet vermiş, böylelikle ülkemizin tarihi ve kültürel mirasının korunmasına, toplumsal dengenin sağlanmasına, sosyal hayatta huzurun tesis edilmesine, fakir fukara garib gurabanın kimsesizlerin darda kalanların hayata tutunmasında büyük katkılarda bulunmuştur.
Vakıflarımıza sahip çıkmak, bu eserlere yenilerini kazandırmak, vakıf medeniyetinin yansıması olan sevgi ve yardımlaşma kültürünü, şefkat ahlakını canlı tutarak bu mirası gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin temel görevlerindendir. Bu maksatla çocuklarımıza bu eserleri hakkıyla tanıtmalı ve vakıf şuurunu aşılamalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle, vakıf bilincinin geliştirilip yaygınlaştırılmasında önemli katkıları olan Vakıflar Genel Müdürlüğümüz ve tüm çalışanlarının fazilet ve hayırseverlik timsali aziz milletimizin ‘Vakıflar Haftası’nı kutlar; vakıf hizmetlerinin yürütülmesinde emeği geçenlere teşekkür eder, vakıf geleneğinin ilelebet sürmesini temenni ederim. ”Devlet kurumlarında aynı kulvarda işlev gören kurumların da aynı çatı altında toplanması hizmetin verimliliği açısından önem arz etmektedir. Bu minvalde Vakıflar Genel Müdürlüğünün Diyanet işleri başkanlığı bünyesine dâhil edilmesinin hizmet verimliliğini ve vakıfların önemini daha da arttıracağına inanıyoruz.
Bu vesile ile Diyanet ve Vakıf çalışanlarının tüm sosyal haklarının iyileştirilmesi gerekmektedir.“Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyanız kim,
“Muhammerdir serapa mâyemiz hûn-ı şehadetten;
“Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim,
“Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten…”Yani:
Biz öyle şerefli Osmanlı soyundanız ki,
Hamurumuz şehit kanı ile mayalanmıştır;
Elbirliği içinde öyle büyük bir maharetle çalıştık ki,
Büyük bir cihan devleti çıkardık bir aşiretten.
O zaman yapabilmişsek, neden şimdi de yapamayalım ve tekrar büyüyemeyelim? "