21-29 Haziran arasında gerçekleştirilen Kültür Yolu Festivali yapılan etkinlikle değil özellikle Batı Parkta yapılan konserlerde kavga ve bıçaklama olayları ile gündeme geldi.
Gazeteci Haydar Öztürk abimde sever böyle haberleri farklı başlıklarla görmeyi.
"Acımayın silkeleyin bu tas kafalı puş.ları!" demiş.
Geçende de buna yakın yine bir başlığı daha vardı.
Bu olayların neden, niye, nasıl çıktığına baktığımızda hemen hemen hep aynıdır.
Argo olarak söylemek gerekirse ya kız meselesidir ya niye yanmaktır meselesidir ya da omuz omuza çarpma meselesidir.
Bu meseleler yıllardır değişmez.
Şahıslar değişir, yapılan suç değişmez.
Kim olursa olsun bakın kim olursa olsun diyorum öyle bir durumda! Ya dur bu işi demokratik bir ortamda çözelim, dur bunun eğitimini alalım da ona göre kavga edelim ya da aman aman bıçaklarken şuna da dikkat edelim diye düşünmez.
O suç işlenecekse işlenir.
Diyeceksiniz ki ya elin Avrupalısı ya da Amerikalısı bak aşmış adamlar kültürlü elit ne güzel geçiniyor diye...
Siz orda bu olayların olmadığını mı düşünüyorsunuz.
Şöyle bir düşünün bakalım bu sosyal medya ve habere ulaşım bu kadar kolay olmasaydı ne olurdu?
Hatta geçende yine Haydar abi me dedim ki:
Abi bu Türkiye'den geçen Güney Koreli kadınla ilgili sürekli taciz haberleri yapılıyor ya bunlar bilinçli yapılıyorsa.
Neden Güney Kore'den geçen bir turistin taciz edildiği haberi sıklıkla görmüyoruz.
Demem o ki bu tür haberleri yaparken biraz dikkatli olmak gerekir. Bu haberleri gören yabancı sanıyor ki bütün Türkiye'de hep olumsuz işler oluyor!
Evet her toplumda iyi ve kötü var. Bu dünyanın değişmez kaderidir.
Konu nerden nereye geldi. Benim de kalemimim ayarı yok.
Evet bu tür festivaller kültüre ve turizme büyük katkıları var.
Fakat öncelikle söylemem gereken bu tür organizasyonlar yapılırken şehrin değerleri olarak basın mensupları, Sivil Toplum Kuruluşları ya da farklı bu işlerle iştigal olan kişi yada kurumlardan daha neler yapılabilirin düşüncesi alınmalı. Bu sadece aman bir sanatçı getirelim millet gelsin zaten kimsenin sesi de çıkmaz olmamalı.
Sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla festivali yapanlar festivalin amacına ulaştığını düşünebilir. Fakat bu zamanında her Samsunlunun beklediği tarih olan 1 Temmuz Samsun Fuarı'nın açılış tarihi gibi iz bırakmıyor.
Dediğim gibi iz bırakmak gerek yoksa yaptım ya da yaptık oldu dersek sadece kendimizi kandırmış oluruz.
Eğer bu festival her yıl düzenlenecekte tarih aynı olması ve herkes festival bittikten sonra gelecek yılın festivalini iple çekmeli.
Dedim ya biraz istişare yapmalı, görüşler alınmalı!
Benden söylemesi...















